BIST 100 9.028 DOLAR 32,32 EURO 35,07 ALTIN 2.279,71
19° İstanbul
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyon
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkari
  • Hatay
  • Isparta
  • İçel
  • İstanbul
  • İzmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce

9 Kere Leyla ve zihniyet meselesi

“Neredesin Firuze”, “Karagöz ve Hacivat'ı kim öldürdü?”, “7 Kocalı Hürmüz” gibi filmlerin de yönetmenliğini yapmış olan başarılı yönetmen Ezel Akay'ın (Ezop) yönettiği “9 Kere Leyla” Netflix'te yayınlandı.

Yayınlanır yayınlanmaz eleştiri bombardımanına tutuldu.

Sinemadan anlayan-anlamayan köşe yazarından, jet sosyetesine kadar herkes sinema eleştirmeni oldu bir anda.

Eleştiri düzeyine bakarsak “beğenmedim”, “çok sıkıldım” gibi sınırlı cümleler...

Bir filmi beğenmeyebilirsiniz.

Beğenmediğinizi de söyleyebilirsiniz.

Ancak görüşünüzü dayatma özgürlüğüne sahip değilsiniz. Ya da bilmediğiniz konuları “biliyormuş” gibi de yapamazsınız:

“Fakat, olmamıştı abi. Resmen olmamıştı.”

Benzer bir durum geçtiğimiz günlerde “Bir Başkadır” için de yaşandı.

“9 Kere Leyla”nın aksine herkes çok beğendi.

Beğenmeyenlere öyle bir baskı yapıldı ki, filmin eleştirisini yapmak psikologlara ve sosyologlara kaldı.

Garip bir durumun içerisindeyiz.

Bir grup güvenli bir alan buluyor kendine. Çünkü toplumsal meselelere dair bir şey yazsa, başıma bir şey gelir endişesi var. Ancak fikrini yazma ihtiyacı duyuyor.

Şu aralar Netflix izlemek de moda.

Bir de filme dair istediğini de yazabilirsiniz. İfade özgürlüğüne savunan sanatçılar, aydınlar bir şey de demeyecek. O zaman gelsin twitler…

Bir matematik hesabı yapılıyor. Sonraki muhabbet ‘abi Twitter’a yorum yaptım bu kadar “like” aldım.’

Bu kadar basit mi? Evet maalesef bu kadar basit.

Okumak, izlemek, düşünmek hatta hayal kurmak zahmetine bile girilmiyor.

Aksine okuyan ve araştıran değersizleştiriliyor.

Sadece düşüncesine değer veriyor.

Tartışmıyor, soru soranı sevmiyor.

Adem'in ilk eşi olarak tanrı tarafından, Adem ile aynı anda çamurdan yaratılan Lilith, eşitlik iddiasında bulunan ilk insan olarak tarihte yerini alan bir kadının masalıydı: “9 Kere Leyla”

Efsaneye göre Adem, Lilith'in olaylara neden kendisinden farklı yaklaştığını anlayamaz, onu kendisine hizmet etme, bahçeyi bakımlı ve düzenli tutma konusunda tembel ve isteksiz olmakla suçlar.

Lilith ise ikisi de aynı topraktan yaratıldığına göre eşit olmaları gerektiğini savunur ve erkeğin kendisinden üstün olmak istemesine bir anlam veremez.

Kadınların öldürüldüğü, aynı şartlarda çalışıp ancak eşit haklara sahip olmadığı günümüzde, şiddete karşı bilinç oluşturma çabasına kimse değinmedi bile.

Ezel Akay bu masalı anlatırken didaktik anlatımdan kaçınıp mizah unsuruyla anlatmıştı.

Ancak yukarıda sıraladığım özellikteki grubun gazabına uğradı.

“Güldürmedi, komik değildi”, bu grubun yine çokça kullandığı cümleler, ekrana boş boş bakan kahkahan atan youtuberlar sizi güldürüyor, ancak içinde mizah barındıran bir film ya da oyun güldürmüyorsa bu sorunu birazda kendimizde aramalıyız sanki…

- - - - -