BIST 100 9.076 DOLAR 32,32 EURO 35,11 ALTIN 2.299,84
19° İstanbul
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyon
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkari
  • Hatay
  • Isparta
  • İçel
  • İstanbul
  • İzmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce

Sezgin Baran Korkmaz Türkiye'den neden kaçtı?

Gayet rahat bir şekilde güvenlik noktasından geçiyorlar. Bavullar X-ray cihazından geçerken Gökçen Korkmaz, eşi Sezgin Baran Korkmaz’ın yüzündeki maskeyi düzeltiyor. Sezgin Baran Korkmaz’ın elleri cebinde. Tavırlarında hiçbir telaş yok.

Zaten niye olsun ki? Yurt dışına çıkmalarını engelleyen bir mahkeme kararı, mal varlıklarına konulan bir tedbir yok. Tarih 5 Aralık 2020.

Aslında yurt dışına çıkmadan önceki son 2 ay Sezgin Baran Korkmaz için bir hayli hareketliydi. 30 Eylül’de İstanbul 10. Sulh Ceza Hakimliği Sezgin Baran Korkmaz’ın ve sahibi olduğu SBK Holding A.Ş.’nin ve şahsi mal varlıklarına el konulmasına karar verdi. Yurt dışı çıkış yasağı getirildi. Korkmaz, kara para aklama, suç örgütü kurma ve dolandırıcılık ile suçlanıyordu. Hem de üç ayrı mahkeme dört ayrı karar almıştı.

Rüzgar Yeniden Sezgin Baran Korkmaz’ın Arkasında

6 Kasım’da işler bir anda değişti.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı İstanbul 10. Sulh Ceza Hakimliği’nin 30 Eylül’de, İstanbul 4. Sulh Ceza Hakimliği’nin 13 Ekim’de, İstanbul 8. Sulh Ceza Hakimliği’nin 16 ve 23 Ekim’de aldığı mal varlıklarına el koyma kararlarının kaldırılmasını talep etti.

Mal varlığına el koyma kararı sadece 36 gün sürmüştü. Üç ayrı mahkemenin tedbir kararı sonunda bir mahkemenin kararıyla, hem de Başsavcılığın talebiyle aynı günde kaldırıldı. Bu, hukuk teamüllerine çok uyan bir şey değildi. 11 gün sonra da 7. Sulh Ceza Mahkemesi de Sezgin Baran Korkmaz’ın ifadesi bile alınmadan yurt dışına çıkış yasağını kaldırdı.

Tüm bunlar olurken Sezgin Baran Korkmaz yine yurt dışına çıkış görüntülerini andıran bir şekilde rahattı. Twitter hesabından 9 Ekim’de bir eski bir Tweet’indeki fotoğrafı yeniden paylaşmıştı. Fotoğrafta kaldırımdaki bir ayakkabı boyama sandığından başında oturmuş, gülerek poz veriyordu. Fotoğrafın üzerine “Çayı koyun yeniden başlıyoruz” yazmıştı.

16 Ekim’deki Tweet’i biraz daha sertti ama bilindik bir mesajı tekrarlıyordu: “Türkiye’ye yatırımın gelmesi ve gelmeye devam edeceği düşüncesi birilerini çok rahatsız etmiş olmalı ki, hepsi bir ağızdan gelen sermayeyi şaibeleştirmeye çalışıyor. Not: Gelen her kuruş sermaye Amerikan otoritelerinin ve bankalarının izni ile gelmiştir.”

Aslında o paranın Amerikan otoritelerinin soruşturması altında olduğu son birkaç yıldır biliniyordu. Bu konu yıllarca yazıldı. Korkmaz’ın Amerikalı ortakları Kingston’lar ve Lev Dermen, biodisel için verilen teşvikleri sahte belgelerle alarak Amerikan Hazinesi’ni dolandırmıştı. Haksız kazancın aklandığı yerlerden biri de Türkiye’ydi.

Sezgin Baran Korkmaz’ın şirketleri de bu dolandırıcılığın ve kara para aklama şebekesinin ortasındaydı. ABD’nin Korkmaz hakkındaki iddianamesine göre 133 milyon Dolar bu yolla aklanmıştı. İddianame 21 Haziran’da kamuoyuyla paylaşıldı.

Ama bu yazının konusu o değil. Asıl konuya dönelim.

Sezgin Baran Korkmaz Türkiye’den Neden Kaçtı?

Korkmaz, 19 Haziran 2021’de Avusturya’nın Wels kentinde ABD’nin talebi üzerine gözaltına alındı. Gözaltına alındığı gün Türkiye Korkmaz’ın iadesini istedi. Avukatı da Korkmaz’ın ABD yerine Türkiye’ye iade edilmek istediğini söyledi.

Neden istemesin zaten? Hakkındaki mal varlığına el koyma ve yurt dışına çıkış yasağı kararları bir anda kaldırılıyor, en azından 3 yıldır bilinen uluslararası kara para aklama ve dolandırıcılık davasının önemli bir parçası olmasına rağmen Türkiye’de otellere çöküyor, Queen Anne isimli yatıyla geziyor, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, seçim çalışmaları için sigorta şirketi üzerinden onun özel jetini kiralıyor, Cumhurbaşkanlığı Ekonomi Politikaları Kurulu Üyesi Korkmaz Karaca onun tahsis ettiği arabaya biniyordu.

Ama her nedense Türkiye’de olması kendisi veya birileri için tehlikeli. Ve bu tehlikenin de hakkındaki soruşturma olmadığı belli. Hukukçulara ve vergi uzmanlarına göre Sezgin Baran Korkmaz’ın ceza alması halinde hapse girme ihtimali düşük.

Mafya lideri Sedat Peker’in iddiası aslında bir ipucu vermişti. Ortada bir güç savaşının olduğu söylendi. Peker, Korkmaz’ın iş insanı İnan Kıraç’la yaşadığı anlaşmazlığa işaret etmişti. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun da Korkmaz’a yurt dışına gitmesini “tavsiye” ettiğini öne sürdü.

29 Eylül 2020’de Reuters Türkiye’de bir dizi olayın başlangıcı olan bir haber geçti.

İstanbul merkezli SBK Holding A.Ş., Lüksemburg merkezli Silcolux Investment şirketini 82 milyon Dolara satın almıştı (başka kaynaklara göre 78 milyon Dolar ödenmişti).

Bu alımla beraber Sezgin Baran Korkmaz, İnan Kıraç’ın şirketi Kıraça Holding’in yüzde 45’ine ve Karsan Otomotiv’in de yüzde 28,56’sına sahip oldu. İddiaya göre bu, Kıraç’ı rahatsız etmişti. Ancak Habertürk’ten Fatih Altaylı ikilinin el ele sergi gezdiğini, ilişkilerinin o kadar da kötü olmadığını yazdı.

SBK Holding’e hisseleri, Kıraç’ın ortağı Jak Nahum satmıştı. Kıraç, hisseleri almak istedi. 40 milyon Dolar önerdiği öne sürüldü. Korkmaz 80 milyon Dolar istiyordu. Anlaşmak imkansız gibiydi. Ayrıca İnan Kıraç’ın, Sezgin Baran Korkmaz’a 40 milyon Dolar borcu olduğu belirtildi. Korkmaz, Kıraç hakkında icra takibi başlatmıştı.

İnan Kıraç’ın Sezgin Baran Korkmaz’a Borcu

Ancak yine aynı gün Sözcü’den Saygı Öztürk’ün ilginç bir yazısı vardı ve bambaşka bir hikaye anlatıyordu. İstanbul 25. İcra Dairesi'nin 2020/24115 sayılı icra takibine konu olan bir yazılı taahhütname vardı. Taahhütname 20 Mayıs 2020 tarihli. Buna göre İnan Kıraç, Sezgin Baran Korkmaz’a 40 milyon Dolar borçlu. Yani iki arasındaki borç sorunu aslında Silcolux S.A. hisselerinin alınmasından önce başlamıştı.

Belgede İnan Kıraç, Silcolux S.A. şirketinde sahip olduğu tüm hisseleri Sezgin Baran Korkmaz'a devretmeyi taahhüt ediyor.

Daha sonra Nahum’dan da hisseleri alan SBK Holding A.Ş.’nin aslında Silcolux A.Ş. şirketinin tek hissedarı olması gerekiyordu. Ancak İnan Kıraç borcunu vadesinde ödemedi ve Korkmaz yurt dışına çıkmadan önce İnan Kıraç aleyhinde icra takibi başlattı. Bu borcun kaynağını şu an bilmiyoruz.

Kim Kime Çöktü?

Şimdi tarihleri bir daha hatırlayalım.

20 Mayıs 2020’de İnan Kıraç Sezgin Baran Korkmaz’a 40 milyon Dolar borçlu olduğunu kabul etti. Buna karşılık Silcolux S.A. nezdindeki hisselerini Korkmaz’a devretmeyi taahhüt etti.

29 Eylül 2020’de Reuters’ın haberi çıktı. SBK Holding A.Ş. şirketin diğer ortağı Nahum’dan Silcolux A.S. hisselerini satın alarak Kıraça Holding’e ortak oldu.

30 Eylül 2020’de Sezgin Baran Korkmaz’ın mal varlıklarına el koyma kararı alındı.

6 Kasım 2020’de tedbirler kaldırıldı.

4 Aralık 2020’de Peker’e göre İçişleri Bakanı Soylu, Korkmaz’ı makamına çağırdı ve borç davasından vazgeçmesini söyledi.

5 Aralık 2020’de Sezgin Baran Korkmaz yurt dışına kaçtı.

6 Ocak 2021’de Türkiye’de Sezgin Baran Korkmaz hakkında gözaltı kararı verildi. Sonrasında yapılan soruşturma kapsamındaki operasyonlarda SBK Holding A.Ş.’nin sunucularının imha edildiği, kanıtların yok edildiği basına yansıdı.

Ve 7 Ocak 2021, Veyis Ateş’in o ünlü telefon konuşması…

Önce Habertürk’ten Fatih Altaylı yaz. Ardından yine Habertürk’ten Sevilay Yılman biraz daha detaylandırdı. HalkTV’de İsmail Saymaz “Ben de dinledim” dedi. Ama onlarca insanın dinlediği konuşmanın bir bölümünü paylaşan TİP Milletvekili Ahmet Şık oldu. Veyis Ateş’in savunması hazırdı, “montaj” dedi. Konuşmanın tarihini ise Altaylı İlk yazıda vermişti.

Şık’ın paylaştığı 53 saniyelik bölümde sesin kendisine net bir şekilde ait olduğu anlaşılan Ateş, “Şu an canın yaralı. Kızgınsın, öfkelisin, ondan sonra dünyaya ateşe veresin var, falan. Sadece bu tarafın hassasiyet duyduğu mesele ‘Bizi yakar mı, yıkar mı, konuşur mu, eder mi’ falan feşmekan” diyor.

Şık’ın yayınladığı kayıtta olmayan detayları Saymaz’ın yazısından okumak mümkün. Buna göre konuşmanın devamında Veyis Ateş: “Senle ilgili beklenti ve istedikleri ses çıkarmafan bir süre beklemen ‘Samimiyetini göstersin, gerekeni yaparız (diyorlar).’”

Bu samimiyetin göstergesi Saymaz’ın aktarımıyla Ateş’e göre 10 milyon Euro. (Bu arada Veyis Ateş 18 Haziran’da bu konuda suç duyurusunda bulunacağını söylemişti. Bu tarih itibarıyla hala sessiz.)

Ancak bahsedilen samimiyetin asıl bilançosu yavaş yavaş netleşiyordu.

15 Ocak 2021’de yani telefondan görüşmesinden 8 gün sonra Sezgin Baran Korkmaz icra olayından feragat etti. Açıklamayı İnan Kıraç’ın avukatı Leven Göktaş, Sözcü’den Aytunç Erkin’e yaptı.

24 Şubat 2021 Sezgin Baran Korkmaz samimiyetini bir daha gösterdi. Bu sefer açıklama KAP’tan geldi.

KAP’taki bildirime göre SBK Holding A.Ş., Silcolux S.A. şirketi üzerinden dolaylı olarak sahip olduğu yüzde 28,56’lık Karsan Otomativ Sanayii ve Tiçare A.Ş. hissesini İnan Kıraç’ın avukatı Levent Göktaş’a devretmişti. Göktaş kendisi için İnan Kıraç’ın emanetçisi dedi.

Yani Sezgin Baran Korkmaz hem icradan hem de Karsan’dan vazgeçmişti.

Avukat Levent Göktaş Deniz Zeyrek’e yaptığı bir açıklamada İnan Kıraç’ın, Soylu’dan yardım aldığı iddiasını yalanladı. Karsan’ın hisselerinin 6 milyon dolara satın alındığını öne sürdü. Buna kimsenin inanmadığını söylemeye aslında gerek yok.

İnan Kıraç’ın “Zafer Turu”

Burada küçük bir parantez açalım. Tarih 1 Şubat 2021. Cumhurbaşkanı Erdoğan Beştepe’de sürücüsüz otobüs tanıtımı yaptı. Otobüsü Karsan geliştirmişti. Erdoğan basın açıklaması yaparken hemen sağ yanında İnan Kıraç vardı. Açıklamadan sonra otobüsle test sürüşü yapıldı ya da kamuoyunun daha farkında olmadığı bir zafer turuydu İnan Kıraç için.

SBK, ABD’ye 21 Milyon Dolar’ı Vereceğini Söylemiş

Bu süreçte Sezgin Baran Korkmaz, ABD’deki dava kapsamında el konuşmasını talep ettiği Biofarma’yı 17 Şubat’ta İsviçrelilere sattı. Hürriyet’ten Razi Canikligil’in haberine göre Korkmaz’ın avukatları, Amerikalı ortaklarının yargılandığı Utah Eyalet Mahkemesine’ne 21 milyon Dolar’ı geri ödeyeceklerini bildirdi. Dünya’dan Çiğdem Yücesoy Subaşı’nın haberine göre yine ABD’nin en konuşmasını istediği Korkmaz’a ait İstanbul Beylerbeyi’ndeki ikinci derecede tarihi yalı Garanti Bankası tarafından 60 milyon TL karşılığında satışa çıkarıldı. 1 Nisan 2021’de ABD’de hakkında gizlilik kararı olan Sezgin Baran Korkmaz iddianamesi mahkemeye sunuldu.

Şu an görebildiğimiz kadarıyla Korkmaz için Silcolux A.S. şirketini alması Türkiye’de bir dönüm noktasıydı. Kıraç’ın kendisine ödemeyi taahhüt ettiği 40 milyon Dolar’ın da buradaki önemi büyük gözüküyor. Ancak bu sorun 15 Ocak ve 24 Şubat’ta kendisi için çözüldü.

O zaman, “Sezgin Baran Korkmaz neden kaçtı?” sorusu yerini başka bir soruya bırakıyor.

Türkiye’ye Neden Geri Dönmedi?

Burada Veyis Ateş’in konuşmasının yine kilit nokta olduğunu düşünüyorum.

Sezgin Baran Korkmaz belli ki kendisi için “her şeyin çözüldüğünü” düşünmemiş. Her ne kadar Ateş’in kendisinden 10 milyon Euro istediğini söylese de buna kendi de inanmamış. 10 Milyon Euro bu tarz bir sorunun çözümü için çok yüksek bir meblağ değil. Çünkü Sezgin Baran Korkmaz gibi şaibeli işlerle çok kısa sürede yüksek gelirler elde etmiş, birçok şirkete moda deyimle “çöktüğü” belirtilen biri 10 Milyon Euro’yu ödeyebilir.

Belli ki bir güç savaşında Sezgin Baran Korkmaz’ın bildikleri ve yaptıkları önem taşıyor. ABD’ye teslim edilme tehlikesi altındayken Türkiye’ye gelmek istemesi doğal gözüküyor. Ancak Korkmaz manipülatif biri. Buna en iyi örnek gazetecilere verdiği demeçler. Bir yandan “Türkiye’ye gelmek istiyorum” derken, diğer bir yandan da ABD ile pazarlık yapmadığına kimse Korkmaz’ın sözüne güvenip kefil olamaz.

Veyis Ateş’in bahsettiği klikler kimdi ve gerçekten ne istiyorlardı?

“Gerçeklerin ortaya çıkmak gibi bir huyu vardır” denir ama bu klişe Türkiye’de her zaman geçerli değil.

- - -