Gündem Bilim Teknoloji Spor Dünya Ekonomi Siyaset Sağlık Eğitim Kültür Sanat Magazin Yaşam Ücretsiz oyunlar Reklam Künye Gizlilik Sözleşmesi İletişim
Yazılım ve Tasarım: Bilgin Pro © 2025KRT TV Tüm Hakları Saklıdır

Adnan Bulut: Belli ki bir şeylerin hazırlığı var

KRT Genel Müdürü gazeteci Adnan Bulut Zafer Arapkirli ile Akşam Haberleri'nde gündemi değerlendirdi. İktidarın darbe ima ve iddialarını değerlendiren Bulut, "Devleti siz yönetiyorsunuz. Polis, ordu, istihbarat size bağlı. Açıklayın öğrenelim. 15 Temmuz'daki gibi kenetlenelim. Korku salmayın, açıklayın. Kim yapacak bu darbeyi?" diye sordu. Bulut, "Döndüler yine aynı yere. Belli ki birşeylerin hazırlığı var" dedi.

KRT Genel Müdürü gazeteci Adnan Bulut Zafer Arapkirli ile Akşam Haberleri'nde, "13 yıl önce de böyleydi. Eleştireni darbeci ilan ettiler. Aldılar Sİlivri'ye doldurdular insanları... Ne oldu; hepsi yalan çıktı. Bugün ne oldu? Döndüler yine aynı yere. Belli ki birşeylerin hazırlığı var. Gazetecilerin tehdidi, İzmit'te AKP'li bir çocuğun bir kavonoz mermi ile çıkması filan bunların hiçbirisi tesadüfi değil" dedi. Bulut, Türkiye'de artık darbe iddialarını kimsenin yemeyeceğinin altını çizdi.

Bulut, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın koronavirüs tedbirlerinin ardından normalleşme planları ile ilgili değerlendirmelerde bulundu. Bulut, "Bir düzen tutturulamadı ne yazık ki... Ben tekrar ikinci bir pik noktasının, yükselme noktasının gelmesinden endişe ediyorum. Uzmanlık alanım değil ama sokağı gözlemleyen birisi olarak söylüyorum" dedi.

Bulut şu ifadeleri kullandı:

Şu an da bile insanlar kontrol altına alınamazken, AVM'lerin açılmasıyla Allah muhafaza yeniden Türkiye'yi sıkıntılı bir döneme sürükleyebilir diye korkuyorum.

Maske konusunda yaşanan karmaşayı dile getiren Bulut, "Önce satacağız dediler sonra şuradan başvuracaksınız dediler... 4-5 kere değiştirdiler. Satacağız dediler sonra satışını yasakladılar. Sonra dediler ki PTT üzerinden başvuracaksınız, sonra dediler ki yok e-devlet üzerinden başvuracaksınız... İnsanlar şifre beklediler. Bana 20 gündür şifre filan gelmedi. Şimdi döndük, dolaştık yine maske satışı yapılabilecek dedi. Maske konusunda Türkiye Cumhuriyeti devleti 8 defa karar değiştirdi. Hala insanlar maske bulamıyor. Bu duruma 54. günde geldik." ifadelerini kullandı.

Bulut konuşmasını şöyle sürdürdü:

Yapılan bin liralık sosyal yardım için insanlar PTT'lerin, Ziraat Bankaları'nın önünde üst üsteler. Hele Güngören'e, Bağcılar'a yolunuz düşsün... Bir düzen, sistem yok. İnsanlar sosyal mesafe kurallarına uymuyor. Bunu da beceremedik. Esnafa, bakkala, küçük şirketlere verilen krediler de ortada bunu da beceremedik.

Vefat sayısı, ve vaka sayısı konusunda kimse güvenmiyor. Büyük çelişkiler var. İstanbul'da son 2 ayda hayatını kaybedenlerin sayısı çok yüksek. Cenazelerin il dışına gönderilmediğini söylüyorlar. Yine oran yapılıyor yine sayı çok fazla.

İktidarın darbe iddiları ile ilgili "13 yıl öncesine döndük yani" değerlendirmesinde bulunan Bulut, "Bu söylemler yabancı değil; 2007 yılında Türkiye'de böyle bir hava estirildi. İktidarın eski ortağı vardı; Fethullahçılar onlarla beraber bir darbe korkusu yaratılmaya başlanmıştı. Ben de onların yarattığı o korku ikliminde kurulan kumpas davlarının birinde Ergenekon davasında sanık oldum. Trafik cezası yememiş biri olarak 'Ergenekon Terör Örgütü' üyeliğinden yargılandım ve 7.5 yıl hapis cezası verdiler bana. O zaman da böyleydi" dedi.

Bulut şöyle devam etti:

Ergenekon ile başladılar peşine "Balyoz" eklediler, peşine "Askeri Casusluk" eklediler, eklediler de eklediler... En son 'kOzmik Oda' ile birlikte Türkiye'nin mahremine girildi. Kozmik Oda'da Türkiye bir işgale uğrarsa içerideki direnişi, aynı Kuvayı Milliye direnişi gibi örgütleyecek insanların isimleri vardı.

Fethullahçı alçaklar o dönem ortaklarının da yol vermesiyle Kozmik Oda'ye girdiler, o bilgileri aldılar, götürdüler ve CIA'e teslim ettiler. Ortakları kimdi? Bugün Türkiye'yi yönetenler. Bu izni verenler mesela Bülent Arınç bununlar ilgili hesap verdi mi? Bilmiyorum. Herhangi bir soruşturmaya uğradı mı? Bilmiyorum. Bülent Arınç üzerinden başladı. Neymiş Bülent Arınç'a suikast düzenlenecekmiş. Hep kandırılıyorlar, bir tane maske dağıtmayı da beceremiyorlar.

"BİR TUZAK KURULUYORSA HEP BERABER MÜCADE EDELİM"

"Darbe işini artık Türkiye'de kimse yemez. Kim darbe yapacak?" diye soran Bulut, Erdoğan'ın sözlerini hatırlattı ve şöyle devam etti:

Söylüyor Cumhurbaşkanı; Allah'a can borcumdan başka kimseye borcum yok, kimseye eyvallahım yoktur. Biz bu yoldan dönmeyeceğiz. Sayın Cumhurbaşkanı siz bu ülkeyi yönetiyorsunuz. Rejim de değişti tek başınıza yönetiyorsunuz, saraydan yönetiyorsunuz. Çıkıp bu halka o zaman diyeceksiniz ki; Demokrasiyi akamete uğratmak isteyen böyle bir grup var. Ve bunlar darbe hazırlığı yapıyorlar. Zafer abi de Adnan Bulut da hep birlikte biz sizin yanınızda duralım bu darbeci alçaklara karşı. Kim ki Türkiye'ye bu tuzağı kuruyorsa hep birlikte mücadele edelim.

15 Temmuz'da biz hepimiz aslan gibi durduk. Çünkü Amerikan destekli Fethullahçı bir darbeydi. Geçit vermedik, bunu hep birlikte yaptık. Bugün linç etmeye çalıştıkları Özgür Özeller, Bülent Tezcanlar o gece TBMM'ye gitti. Bülent Tezcan'ın o gece Meclis'te bütün Türkiye'yi direnmeye çağırdığı çığlıkları hala kulaklarımda çınlıyor.

"BİREYSEL OLARAK BAŞLAMASI MÜMKÜN DEĞİL"

Son dönemde gazetecilerin, aydınların, CHP'li siyasetçilerin ölümle tehdit edilmesini değerlendiren Bulut, "Belli ki organize birşey, daha önce ben böyle durumlar görmemiştim. Birilerinin çıkıp CHP Genel Başkanını, milletvekillerini, il başkanlarını tehdit etmesinin bireysel olarak başlaması mümkün değil. Belli ki birşeylerin hazırlığı var. Gazetecilerin tehdidi, İzmit'te AKP'li bir çocuğun bir kavonoz mermi ile çıkması filan bunların hiçbirisi tesadüfi değil. " dedi.

Adaletin ortadan kaldırıldığı zaman devletin temelinin sarsılacağını söyleyen Bulut şu açıklamaları yaptı:

Hukuksuzluk Türkiye'nin felaketi olur. Hukuk hepimize lazım olur. Bakın en büyük hukuksuzlukları yapanlar Fethullahçılardı. Çünkü yargı sistemini ele geçirmişlerdi. HSK'yı, Yargıtay'ı, Danıştay'ı ele geçirmişlerdi. Bugün "adalet adalet" diye inliyorlar. O mahkemelerde adalet arıyorlar. Bugün bu hukuksuzluğu uygulayanlara da aynı Fethullahçılara olduğu gibi mahkelemelrde hukukun kendisini, yargı bağımsızlığını, üstünlerin hukukunu değil, hukukun üstünlüğünü arıyoruz diye feryat ederken bulabilirler yarın kendilerini.

İşte çok konuşulacak o program:

İlginizi Çekebilir
SONRAKİ HABER