BIST 100 10.277 DOLAR 32,34 EURO 34,81 ALTIN 2.393,53
13° İstanbul
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyon
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkari
  • Hatay
  • Isparta
  • İçel
  • İstanbul
  • İzmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce

Beklentiler bozuluyor, daha sert önlem gerekiyor

Sıkı para politikasındaki gevşek uygulama enflasyon beklentilerinin bozulmasına neden oluyor. Piyasanın enflasyon beklentisi ekonomi yönetimi hedefinden uzaklaşırken, bu durum daha sert önlemlere ihtiyacın arttığını da gösteriyor.

Dün yayımlanan Bloomberg HT'nin Ocak ayı enflasyon anketinde katılan 23 kurumun medyan beklentisi; Ocak’ta TÜFE’nin aylık yüzde 6,50 yıllık 64,57 seviyesinde artacağı yönündeydi. Ocak ayı için en düşük beklenti yüzde 5,2 olarak tahmin edilirken, en yüksek beklenti yüzde 9,5 seviyesinde belirtildi. Ocak ayı sonu itibariyle yıllık enflasyon için ise en yüksek tahmin yüzde 66,6, en düşük ise yüzde 47,5 seviyesinde gerçekleşti.

Ocak ayı enflasyon rakamlarının yılbaşı zamları nedeniyle yüksek çıkması bekleniyordu. Yüzde 6’nın altında kalacak bir Ocak enflasyonunun planlar dahilinde olduğu söyleniyordu. Dünkü ankette ortalama yüzde 6.5 belirtilmesine karşılık, verileri özel olarak takip eden iktisatçı ve yazarlar bunun çok daha üzerinde rakam tahminlerini dile getiriyorlar.

YIL SONU BEKLENTİSİ KRİTİK

Ekonomi yönetiminin de bir süredir Ocak ayı enflasyonunun yüksek çıkmasını beklediğini biliyoruz. Ocak’tan çok, 2024 yıl sonu enflasyon beklentileri ekonomi yönetimi açısından kritik bir rakam olarak gözüküyor. Bu anket döneminde 2024 yıl sonuna ilişkin enflasyon beklentisi ise 21 kurumun katılımıyla bir önceki anket dönemine göre 1 puan artışla yüzde 43 oldu.

Ekonomi yönetimi ise Merkez Bankası’nın koyduğu yüzde 36 tahminine rağmen, hata payı içinde kalan bir rakamda gerçekleşmesini bekliyor. Buna göre yüzde 42’nin hata payı içinde bir rakam olduğu ancak yüzde 36 olmasa bile, 2024 yıl sonunda yüzde 40’ın altına inilmesi halinde, küçük bir başarıdan söz edilebileceği kaydediliyor. O nedenle ekonomi yönetiminin asıl olarak yüzde 40’ın hemen altı bir rakamı hedeflediği anlaşılıyor.

Bu beklentiler geçtiğimiz aylarda yüzde 41’e kadar inmişti. Ancak hem geçen ay, hem de bu ayki beklenti anketlerinde 2024 yıl sonu tahminlerinin birer puan arttığını gördük. Bunun en önemli nedenlerinden birinin Ocak ayı itibariyle yapılan asgari ücret zammı olduğu zaten biliniyordu Ancak tüm emekliler için artış oranının yüzde 49’un üzerine çıkarılmasının, beklentilerin bozulmasında ek bir unsur olduğu söyleniyor. Aslında, zam oranıyla bağlantılı olarak sıkı para politikasının gevşetildiği algısının oluşması, bununla birlikte içtalebin yeterince frenlenemeyeceği tahmini, enflasyon artış beklentilerini de yükseltiyor.

Bu arada Ocak ayı enflasyon beklentisinin yüksek çıkmasıyla birlikte, bu yıl ulaşılacak en yüksek yıllık enflasyon rakamı konusundaki tahminler de yukarı çıktı. 20 kurumun katılımıyla gerçekleşen 2024 yılı enflasyonunda zirve tahmini, bir önceki anket dönemine göre artarak yüzde 73 oldu. Önceki anket dönemindeki tahmin yüzde 71,30 seviyesindeydi.

FAİZ VE KUR BASKISI

Merkez Bankası’nın belirlediği enflasyon rakamına piyasaların güveni olmadığı bu rakamlarla ortaya çıkıyor. Merkez Bankası’nın hedefi ile piyasa beklentisi arasındaki fark da “itibar açığı” olarak tanımlanıyor. Bu farkın büyümesi halinde beklentileri Merkez Bankası rakamına çekebilmek için yapılması gereken şey ise daha sert tedbirlerin uygulamaya konulması.

İşte bu noktada Mayıs ayına kadar artmaya devam edecek yıllık enflasyon rakamlarıyla birlikte, o süreçte alınacak ek önlemler de beklentilerin inip inmeyeceğinde, yani itibar açığının azaltılmasında belirleyici olacak.

Nisan’dan sonra baz etkisi nedeniyle, yıllık enflasyon rakamlarında önemli düşüşler bekleniyor. Ancak bunlar otomatik olarak gerçekleşecek düşüşler. Ekonomi yönetiminin, Mart seçimlerinden sonra uygulamaya koyacağı yeni tedbirler, kapsamlı bir ekonomik programla takviye yapılıp yapılmayacağı, seçimlerden sonraki beklenti sonuçlarını etkileyecek.

Bu süreç içerisinde piyasalardaki likiditenin fazla bırakılması, TL mevduat faizlerinin artırılamaması, döviz rezervlerinde yılbaşından bu yana gerçekleşen erime, beklentilerin kötüleşmesinde önemli rol oynadı. Şimdi herkes seçim sonrası alınacak tedbirlerin yeterince sıkı olup olmayacağına bakacak.

Seçimlerden sonra yüzde 45’e çıkarılan politika faizi daha da artırılabilir. Merkez Bankası’nın bu ayki faiz kararı açıklamasında ek artırım için güçlü bir sinyal vermemesi, beklentilerin bozulmasında rol oynamış olabilir.

Son dönemde iş dünyasından gelen tepkiler, kur artırımı talepleri de daha gevşek bir politikayı işaret ettiği için moral bozdu. Seçim sonrası alınacak tedbirler konusunda bu baskıların Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın tavrını nasıl etkileyeceği şimdiden bilinmiyor. Bu belirsizlik de beklentileri bozan bir unsur olarak ortaya çıkıyor.