BIST 100 10.698 DOLAR 32,20 EURO 35,04 ALTIN 2.527,64
22° İstanbul
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyon
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkari
  • Hatay
  • Isparta
  • İçel
  • İstanbul
  • İzmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce

Leyla Zana niye konuştu?

Bu sorunun yanıtını komplo teorilerinde aramamak lazım. Gazete Duvar’ın Diyarbakır temsilcisi Vecdi Erbay yıllaradır Leyla Zana ile röportaj yapmak istiyormuş. Bir kez daha şansını denemek istemiş ve olumlu yanıt almış. Gazetecilikteki ısrarın, bazen ummadığınız haberlerle sizi buluşturduğuna pek çok kez tanıklık yapmışızdır. Zana, Kürt siyaseti içinde önemli bir figür. DEM içinde de hayli etkili. AKP’nin yaslandığı KDP geleneğine çok yakın olan muhafazakâr Kürt seçmen üzerinde de karşılığı var. Bu dönem, AKP ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile hayli sıcak ilişkileri olan Barzani ailesinin de çok önemsediği bir isim. Yani açıklamaları haber değeri olacak bir siyasi figür.

Peki Zana neden yıllar sonra konuşma gereği duymuştur? Bunun da muhtelif nedenleri olabilir. Bir kısmı açıklamalarında mevcut. Özellikle özeleştiri kısmı konuşma ihtiyacının tamamını olmasa da bir kısmını ortaya koyuyor. Leyla Zana’nın, Erdoğan’ın “çözüm süreci çöpe atılmadı, buzdolabında” açıklamasını hatırlatması, röportajın kafa karıştırıcı ilk kısmı bence. Bu AKP ve Erdoğan’dan kopan Kürt seçmene “yeni bir çözüm süreci” için verilen “bir ihtimal bir umut” olarak çok rahat algılanabilir.

Erdoğan ve Öcalan’ı dışlayarak süreç yürütülmek istendi” tezi de kafa karıştırıcı 2. Kısmı röportajın. Burada isim vermiyor ama iddiasını “isimleri saklayarak” ortaya koyuyor. Çözüm süreci sonrasında Erdoğan ile konuşan DEM siyasetinden son isimdi Zana. Çözüm sürecinde de yoğun bir biçimde Kuzey Irak yönetimiyle irtibatlıydı. Sürecin o alanını yürütüyordu.

(Çözüm sürecinin 2 aktörü vardı Öcalan ile Erdoğan. Bunları devreden çıkardığınız zaman süreç kalmazdı. O döneme ilişik bütün görüşme notlarında ve tutanaklarında bu kolayca tespit edilebilir)

Sadece bunun üzerinden bile Zana’nın açıklamalarının AKP- Erdoğan merkezli olabileceğini düşünebilirsiniz. Bence değil. Net bir biçimde Selahattin Demirtaş’ın kendisini ziyarete gelen Sırrı Sakık aracılığıyla, seçim ittifakları meselesiyle ilgili olarak “kimsenin payandası değiliz” açılamasına benzer bir açıklaması ve ittifaklara karşı çıkışı var Leyla Zana’nın:

Niye ikisinden birini seçmek zorunda kalalım ki? Ne CHP’nin ne de AKP’nin koltuk değneğiyiz”

DEM seçmeni hayli öfkeli. Cumhurbaşkanlığı seçimleri sürecinde başlayan bu öfke katlanarak devam ediyor. Partinin oyu da sürekli düşüyor. Ve daha önemlisi sivil siyaset seçeneği olma vasfını yitirme tehlikesiyle karşı karşıya. Bir sonraki seçimlerde baraj sorunu yaşama ihtimali bile mevcut. Demirtaş da Zana da bunu görmüş açıklamalara bakıldığında. Demirtaş 7 yıldır cezaevinde Zana da hemen hemen aynı süre uzunluğunda konuşmuyordu. Her ikisi de 31 Mart 2024 yerel seçimlerden sonra en az 3 ya da 4 yıl ülkede seçim olmayacağını ve AKP- MHP blogunun mevcut sistemle hatta baskıları da arttırarak ülkeyi yönetmeye devam edeceğini görüyor. Bu süreç için her 2 siyasetçi de DEM’e pozisyon arayışında. Bundan DEM’in çok hoşlanmadığını da eklemek lazım…