BIST 100 10.209 DOLAR 32,36 EURO 34,80 ALTIN 2.399,21
15° İstanbul
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyon
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkari
  • Hatay
  • Isparta
  • İçel
  • İstanbul
  • İzmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce

Banka yöneticisinin gazeteciyi otelden attırma skandalı

Banka yöneticisinin gazeteciyi otelden attırma skandalı

Ekonomim yazarı Vahap Munyar, gazeteci Ruhi Sanyer'in Four Seasons Hotel'de gerçekleşen toplantıda yaşadığı olayı köşesinde gündeme taşıdı.

Ekonomi yazarı Vahap Munyar, son köşe yazısında Four Seasons Hotel'de yaşanan bir olayı ele aldı. Munyar, gazeteci Ruhi Sanyer'in JP Morgan Genel Müdürü ve Müdürler Kurulu Üyesi Mustafa Bağrıaçık tarafından toplantının yapıldığı otelin dışına çıkarıldığı olayı detaylarıyla kaleme aldı.

Munyar, Bağrıaçık'ın Ruhi Sanyer'i görür görmez sinirli bir tutumla "Kimsin, burada ne yapıyorsun? Götürün bunu…" şeklinde tepki gösterdiğini yazdı. Sanyer'in basın kartını çıkararak kendini ifade etmesine rağmen, güvenlik görevlilerinin onu otelin bahçesinden ana yola kadar çıkarttığını belirtti.

Vahap Munyar'ın "Bir banka yöneticisi vatandaşı otelden attırma gücünü nereden alıyor?" başlıklı yazısı şöyle;

1984 yılı Nisan ayının ilk yarısı, Divan Oteli, İstanbul…

Dönemin ANAP Hükümeti’nin Başbakanı Turgut Özal’ın iş dünyası temsilcileriyle kapalı kapılar ardında buluşması var.

Hürriyet Gazetesi ekonomi muhabirleri olarak Enis Berberoğlu ile birlikte toplantı öncesi, sonrası bilgi toparlamak amacıyla diğer gazetelerden meslektaşlarımızla birlikte toplantının gerçekleşeceği salonun önündeyiz. Hürriyet’te o dönem foto muhabiri olarak görev yapan Sadettin Teksoy da bizimle birlikte.

Toplantı öncesi çok da büyük olmayan salonun kapıları açık, biz gazeteciler de içeride iş insanları ile sohbet ediyoruz. Toplantı saati yaklaşırken Türkiye Tekstil Sanayi İşverenler Sendikası Başkanı Halit Narin’e acar gazeteci ricamı açtım:

-Yanınızda bana da yer ayırabilir misiniz?

Halit Narin, masa düzenini gözden geçirdi:

-Bu masada herkesin yeri belli. Mümkün değil.

Israr ettim:

-Araya sandalye sıkıştırsak…

Narin olumsuz yanıt verdi:

-Bu masada sandalye sıkıştırmak olmaz. Anında fark edilir…

Derken Başbakan Özal geldi, fotoğraflar çekildikten sonra gazetecilerin salonun dışına çıkması istendi, kapı kapandı. Milliyet ekonomi muhabiri Sırrı Çağlar ile ben salonda kaldık. Kısa sürede Sırrı’yı güvenlik ekibi fark etti, hemen dışarı çıkardı.

Ben ayaküstü sohbet bölümünde biraz daha kaldım. Özal, benim bulunduğum noktada toplantıya katılan bir grup iş insanıyla selamlaşırken soru sordum. Sorum üzerine Özal beni tanıdı:
- Bu arkadaş gazeteci değil mi?

Başbakan’ın Koruma Müdürü Musa Öztürk devreye girdi, salondan çıkmamı istedi. Korumalardan bana dokunan, koluma giren dahi olmadı.

Toplantının sonuna kadar Enis Berberoğlu, Sadettin Teksoy ve ben, diğer meslektaşlarımızla birlikte salonun önünde, yakın noktalarında bekledik. Başbakanlık korumaları dahil, hiçbir görevli gazetecilerin otelin dışına çıkarılması gibi bir çaba içinde olmadı.

Geçen hafta 10 Haber internet gazetesi Ekonomi Müdürü Ruhi Sanyer’in başına gelenleri Ekonomi Gazetecileri Derneği (EGD) Başkanı Recep Erçin’den dinleyince 39 yıl önceki kapalı toplantı anımı hatırladım. 68 yaşındaki meslektaşım Ruhi Sanyer, geçen Cuma günü JP Morgan’ın ev sahipliğinde Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ile Merkez Bankası Başkanı Hafize Gaye Erkan’ın 50 yabancı yatırımcıyla buluşmasının gerçekleştiği Four Seasons Hotel İstanbul at The Bosphorus’a gitti. Toplantının gerçekleşeceği salonun önünde beklemeye başladı.

JP Morgan Genel Müdürü ve Müdürler Kurulu Üyesi Mustafa Bağrıaçık, Ruhi Sanyer’i görünce sinirli şekilde ve yüksek sesle sordu:

-Kimsin, burada ne yapıyorsun?

Sanyer sert soruya şu karşılığı verdi:

-Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıyım. Bakan Bey ile görüşeceğim.

Mustafa Bağrıaçık, güvenlik görevlilerine döndü:

- Götürün bunu…

Resmiler dahil, 4 güvenlik görevlisi Ruhi’yi salonun önünden koridora doğru götürürken basın kartını çıkardı:

- Ben gazeteciyim.

Güvenlik görevlileri, Ruhi’nin gazeteci olduğunu öğrenmelerine rağmen otelin bahçesi, derken ana yola, Çırağan Caddesi’ne kadar çıkardılar.

Ruhi, bunun üzerine caddede beklemeye koyuldu. Güvenlik görevlileri arada kontrol edip sordu:

- Dayı ne duruyorsun hâlâ? Otelde kesinlikle resim çektirmeyiz…

Ruhi Sanyer’le konuştum, şu noktanın altını çizdi:

- Toplantının yapıldığı salona girmeye teşebbüs etmedim. Herkesin geçtiği koridorda bekliyordum.

39 yıl önce, daha 6 yıllık gazeteci iken Başbakan Turgut Özal’ın iş insanları ile buluştuğu salonda kapılar kapatıldıktan sonra çaktırmadan biraz kalmama rağmen, güvenlik görevlileri gayet saygılı tavırla beni dışarı çıkarmıştı.

Bugün ise Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ile Merkez Bankası Başkanı Hafize Gaye Erkan’ın katıldığı toplantıya ev sahipliği yapan bir yabancı bankanın Türk yöneticisi, bambaşka bir tavır sergiliyor:

- Götürün bunu…

Bir banka yöneticisi, vatandaşı sadece toplantı salonunu kiraladığı otelin dışına, caddeye çıkarttırma gücünü nereden alıyor?