BIST 100 10.277 DOLAR 32,34 EURO 34,81 ALTIN 2.393,53
17° İstanbul
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyon
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkari
  • Hatay
  • Isparta
  • İçel
  • İstanbul
  • İzmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce

İYİ Partili Turhan Çömez, İskenderun Devlet Hastanesi'nde yaşananları anlattı

İYİ Partili Turhan Çömez, İskenderun Devlet Hastanesi'nde yaşananları anlattı

İYİ Partili Turhan Çömez, İskenderun Devlet Hastanesi'nde yaşanan korkunç can kayıplarını anlattı. Çömez, "Yoğun bakımda insanlar oksijensiz ve elektriksiz kaldıkları için can verdiler. Erdoğan'a sesleniyorum sen şimdi nasıl helalleşeceksin?" dedi.

Halk TV'de Kayda Geçsin programına bağlanan İYİ Parti Genel Başkan Başdanışmanı Turhan Çömez deprem bölgesi İskenderun'dan bağlandı. Çömez "Burada yaşamış insanların dramlarına tanık olarak ne Erdoğan'a ne de AKP iktidarına hakkımı helal etmiyorum. Yoğun bakımdaki gerekli önlemler alınmadığı için yoğun bakımda insanlar oksijensiz ve elektriksiz kaldıkları için can verdiler. Erdoğan'a sesleniyorum sen şimdi nasıl helalleşeceksin?" dedi.

Çömez açıklamalarında şunları söyledi:

"Burada yaşamış insanların dramlarına tanık olarak ne Erdoğan'a ne de AKP iktidarına hakkımı helal etmiyorum. Sizinle paylaşacaklarımla ilgili yargı mekanizmalarının çalıştırılması lazım. Birincisi İskenderun Devlet Hastanesi'yle ilgili bu hastane ile ilgili 'kullanılamaz güvenli değildir' raporu var. Bu rapor bundan on yıl önce verilmiş. Doktor arkadaşlarım devlete bu durumu bildirmiş. Bununla ilgili belge de var. Bütün feryatlara ve çabalara rağmen o bina 10 yıldır kullanıldı. Bu rapora rağmen o hastane kullanılmaya devam edilmiş. Hastalar ve çalışanlar o binada hayatlarını kaybettiler. Bu insanlar o ağır betonların altında can verdiler. Erdoğan' a sesleniyorum sen şimdi nasıl helalleşeceksin?

'İNSANLAR OKSİJENSİZ KALDIKLARI İÇİN CAN VERDİLER'

Daha vahim bir konuya daha geleceğim. Bu hastanenin ikinci binası ilk depremden sonra hasar aldı ama kullanılmaya devam edildi fakat insanlar ne yazık ki oksijen tüpleri, merkezi oksijen tüpleri ve jeneratörler çalışmadığı için. Bunlarla ilgili gerekli önlemler alınmadığı için yoğun bakımda insanlar oksijensiz ve elektriksiz kaldıkları için can verdiler. Elektrik olmadığı için oksijen tüpleri çalışmadığı için can verdiler. Bunu bana feryat ederek ağlayarak o hastanedeki doktor arkadaşlarım söyledi.

İL SAĞLIK MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN AÇIKLAMA GELDİ

Hatay İl Sağlık Müdürlüğü, " İskenderun Devlet Hastanesinde jeneratör çalışmadığı için hastaların hayatını kaybettiği" iddialarına ilişkin, "Hastanemizde 3 ayrı jeneratör bulunmakta ve çalışır vaziyettedir. İddialar doğru değildir." şeklinde bir açıklama yaptı.

Açıklamada, şunlar kaydedildi:

"Kamuoyunun doğru bilgilendirilmesi açısından bu açıklamaya ihtiyaç duyulmuştur. Hastanemizde 3 ayrı jeneratör bulunmakta ve çalışır vaziyettedir. İddia edildiği gibi hastanemizde elektrik olmaması sebebiyle hastalarımızın hayatını kaybettiği bilgisi doğru değildir. Ancak depremden kaynaklı ağır hasara uğraması sebebiyle maalesef hastanemiz yıkıma uğramıştır.

Bu hastanemizde can kayıpları olduğu doğrudur. Bu can kayıplarının sebebi elektrik değil hastane binasının depremden yıkılmış olmasıdır. Milletçe büyük bir afetin yaralarını sarmaya çalıştığımız şu günlerde kamuoyunun yanlış bilgilendirilerek yönlendirilmeye çalışılmasının izah edilebilir etik tarafı yoktur. Yıkılmış bir bina altında yeterince büyük acılar bırakmışken daha fazla acı çıkarılmaya çalışılması anlaşılamamaktır."