BIST 100 10.046 DOLAR 32,28 EURO 34,63 ALTIN 2.413,82
12° İstanbul
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyon
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkari
  • Hatay
  • Isparta
  • İçel
  • İstanbul
  • İzmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce

Kılıçdaroğlu partisine seslendi: Yorulmak bize haram

Kılıçdaroğlu partisine seslendi: Yorulmak bize haram

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Ankara Akyurt’ta kadınlarla birlikte, kadına şiddeti anlatan “Töz” adlı belgeseli izledi. Kılıçdaroğlu, belgesel gösterimi öncesinde; “Yorulmak bize haram. Ta ki bu ülkede huzur oluncaya kadar. Bunun mücadelesini yapacağız. Kendi defterimden yorulmayı sildim” dedi.

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ve eşi Selvi Kılıçdaroğlu, CHP Kadın Kolları Başkanlığı’nın Ankara Akyurt’ta Kızık Köy Konağı’nda organize ettiği film gösterimine katıldı. Kılıçdaroğlu; şiddet gören çiftçi kadının hayata tutunma hikâyesini anlatan TÖZ adlı belgeselini yurttaşlarla beraber izledi.

CHP Kadın Kolları Genel Başkanı Aylin Nazlıaka, Kılıçdaroğlu’nun “Bu kürsü halkın kürsüsü olmalı, milletin sesi olmalı” dediğini aktararak, “O yüzden müsaade ederseniz bu kürsüyü halkın kürsüsü yapmak için üç sevdiğim kadın arkadaşımı buraya çağıracağım” dedi ve üç kadını kürsüye çağırdı.

Nazlıaka’nın “300 kadar koyunu vardı fakat bugün hurdacılık yapıyor. Ekmeğini taştan çıkarıyor” dediği Kamile Karakoç, kürsüde şunları söyledi:

Her şeye ihtiyacımız var. İki torunum var. Öksüz. Yardıma ihtiyacımız var. Evimde doğal gazım yok. Bir yardım edenim yok. Aylığım yok, eşimden maaşım yok. Sizden rica ediyorum. ‘Ford arabası’ istiyorum. Üç tekerlekli bisiklet. Yardım ederseniz sevinirim. Geçen hafta torunumu okuldan servisçi almamış. Servis parasını ödeyemedik diye. Mağdur durumdayım. Konuşamıyorum, kusura bakmayın.

'BU TOPRAĞIN SİZE İHTİYACI VAR'

Geçimini hurdacılık yaparak sağladığını belirten Saadet Akan ise şunları söyledi:

Biz niye Avrupa gibi olamıyoruz. Avrupa gibi yaşayamıyoruz. Neyimiz eksik bizim… Niye biz özgürce yaşayamıyoruz. Niye çocuklarımız hakkı olanı alamıyor? Aldığımız para avcumuzda eriyip gidiyor. Aldığımızı gönlümüzce yiyemiyoruz. Niye ayrımcılık var? Eşit yaşamak istiyoruz. Bu toprağın size ihtiyacı var. Başkanım sizden tek ricam. İnşallah başa gelirsiniz, geldiğiniz zaman bahaneler üretip de ‘Onlar bize enkaz bıraktı’ demeyeceksiniz. Halkın dilinden anlayıp halka çalışacaksınız. Üreteceksiniz. Bir de buraya geldiniz ya bugün. Buranın durumunu biliyorsunuz köy. Bu köye her zaman geleceksiniz. Bütün köylere geleceksiniz, Türkiye’nin bütün yerlerine kolunuz ulaşacak. Ayrımcılık yapmadan. Adaletlice. Göreyim sizi. Aydın bir Türkiye olalım artık. Kadınlarımız öne çıkabilsin. Biz hep arkada itildik kaldık. Ben bir çocuk büyüttüm, örnek. Down sendromu çocuğum var. Ne mücadeleler verdim, hayatım roman olur benim. Ama hiç yılmadım. Bu öteleştirme bizi yıldırdı. Ben adam gibi yaşamak istiyorum artık, kadın gibi yaşamak istiyorum. Bu fırsatları bize verin lütfen.

Yasemin Şimşek, “Ben beş senedir ekmek işi yapıyordum. Un ürünleri yüksek fiyat çıktı, yapamıyorum. Düşürülmesini istiyorum. Bir de elektrik ve su yüksek geliyor” dedi.

Nazlıaka, şiddet denilince akla fiziksel şiddet geldiğini ancak ekonomik şiddetin de şiddet türü olduğunu belirterek, “İçinde olduğumuz dönemde toplumsal şiddet türüne dönüştü. Yoksulun daha yoksul, zenginin daha zengin olduğu bu sisteme hep birlikte dur demeye hazır mıyız?” dedi.

'YORULMAK HARAM'

Kılıçdaroğlu, etkinlikte yaptığı konuşmada şunları söyledi:

Adaleti hepimiz istiyoruz. Adalet için mücadele ediyoruz. Hiç kimsenin yatağa aç girmediği, her annenin evladını huzur içinde yatağa yatırdığı bir Türkiye istiyorum. Bunu yapmak için mücadele ediyorum, kavga ise bunun kavgasını veriyorum. Evlatlarımızın güzel bir gelecekte, huzur içinde bu ülkede çalışmalarını istiyorum. Bir umutları olmalı evlatlarımızın. Annelerin büyük dram çektiğini, büyük sıkıntılar yaşadığını biliyorum. Elektrik, doğalgaz, yakıt, pazar. Bunların tamamını biliyorum. Zaten siyaseti de bunun için yapıyorum.

Yorulmaktan söz ettiler. Yorulmak bize haram. Ta ki bu ülkede huzur oluncaya kadar. Bunun mücadelesini yapacağız. Kendi defterimden yorulmayı sildim. Orada öyle bir şey yok. Adım adım geziyorum. Kadın kardeşimiz söyledi, ‘geleceksin köyleri gezeceksin’ diye.

Türkiye büyük bir ülke. Emin olun. İmkanım olsa bütün köyleri, bütün mahalleleri gezerim. 81 ile gidiyorum. Kadınlar, gençler, kanaat önderleri ile konuşuyorum. Hepinizin derdi aslında ortak. Burada anne, kadın hangi derdi yaşıyorsa gidin Trabzon’daki anne de aynı derdi yaşıyor. Çankırı, Çorum’daki anne de; Hakkâri, İzmir’deki anne de aynı dramı yaşıyor. Türkiye’yi buradan çıkarmak hepimizin görevi. Dediniz ki ‘Avrupa’da nasıl yaşıyorlar? Biz de öyle yaşayalım.’ Evet, sizin hakkınız. Bu mücadeleyi vereceksiniz. Beraber bu mücadeleyi vereceğiz. Bakın burada ne yazıyor? ‘Bize katılın’ diyor. Katılın ki biz bunların tamamını hayata geçirelim.

'BEN BEŞLİ ÇETELERİN ADAMI DEĞİLİM'

Sevgili anneler, kadınlar. Ben beşli çetelerin adamı değilim. Ben uyuşturucu baronlarının adamı değilim. Ben malı vurup kaçanların adamı değilim. Bu ülkede fakirin fukaranın, garibin gurebanın adamıyım. Onlar için çalışıyor ve mücadele ediyorum.

‘Torunum var, hiçbir güvencem yok’ dedi. Bizim programımızda var. Kırsalda çalışan her kadın ve gencin sigortası olacak ve primini de devlet yatıracak. Sizin emeklilik hakkınız olacak. Siz günün 24 saati çalışıyorsunuz. Ben rahmetli nenemden bilirim köyde. Sabahın köründe kalkar, çalışır. Akşam gelirdi, gene ertesi sabahın köründe kalkardı. Vefat ettiğinde bir sigortası bile yoktu. E çalışıyor. Kimin sigortası olsun? Çalışanın, alın teri dökenin olsun. Siz kırsaldasınız, çalışıyorsunuz. Sizi toprağa küstürenlere hakkınızı teslim etmeyin, vermeyin onlara.

300 koyununuz, 100 koyununuz vardı. Şimdi hurdacılık yapıyor, annemiz. Ne için, neden oldu, nasıl oldu? Bunun mücadelesini yapacağız. Sadece sigorta primlerinizi değil. Kooperatif kurun. Genç bir ilçe başkanımız var. O da mücadele ediyor. O da kadın. O da sizlere geliyor, uğruyor; mücadelesini yapıyor. Onu inşallah önümüzdeki seçimde çok daha güzel yerde göreceğiz. Siz seçeceksiniz. Örnek olacak.

Kadın bir belediye başkanı, kadın bir milletvekili, kadın belediye meclis üyesi bunlar olmalı. Bizim kadın büyükşehir belediye başkanımız var. Aydın Büyükşehir Belediye Başkanımız. Her tuttuğunu altın yaptı. Çalışıyor, o da günün 24 saati çalışıyor. İnşallah Akyurt’ta da olacak.

'HER AİLENİN GELİR GÜVENCESİ OLACAK'

Bir şey daha yapacağız, Aile Destekleri Sigortası’nı getireceğiz. Her ailenin asgari bir gelir güvencesi olacak. Öyle, ‘elektrik borcumu ödeyemiyorum’, ‘doğal gaz borcumu ödeyemiyorum.’ Tamamını unutun. Çocuğun interneti, evin doğal gazı, elektriği, suyu. Asla ve asla kesilmeyecek. Hiç kimse karanlıkta kalmayacak. Neden, Aile Destekleri Sigortası bunu ödeyemeyeceklerin elektrik, suyu, doğal gaz ve internetini ödeyecek.

Ne demek kışın ortasında doğal gaz, elektrik, suyu kesmek. Hangi çağda yaşıyoruz. Onlar kesecekler, bu kardeşiniz açacak. Hiç endişe etmeyin. Onlar çetelere, tefecilere, üçkağıtçılara, avantacılara çalışıyorlar. Bu kardeşiniz halk için, millet için çalışacak. Sizler için çalışacak. Bundan emin olmanızı isterim.

'İŞSİZLİK BÜTÜN KÖTÜLÜKLERİN ANASIDIR'

Yoksulluk bazen şiddete ortam hazırlıyor. Evde erkek işsizse; askere gitmiş gelmiş oğlunuz, üniversiteye gitmiş kızınız işsizse, işsizlik bütün kötülüklerin anasıdır. Dolayısıyla herkesin üreteceği, kazanacağı bir Türkiye’yi inşa etmek zorundayız. Sakın umutsuzluğa kapılmayın. Sandığa giderken bir şey yapın. Elinizi vicdanınıza koyup, oy kullanın. Geleceğinizi düşünün; çocuklarınızın geleceğini düşünün, daha güzel bir Türkiye düşünün.

Buranın tahsis edilmesi için mücadele eden muhtar kardeşlerime de teşekkür ederim. Muhtar kardeşlerim de görecekler, onları da çok farklı yerde konumlandıracağız. Bu topraklarda yapılan ilk seçim 1833 yılında Kastamonu’nun Taşköprü ilçesinde yapılan muhtarlık seçimidir. Milletvekili seçiminden önce muhtarlık seçimi yapılmıştır. Muhtarlar o nedenle demokrasinin temel taşıdır ve güçlendirilmesi lazım.

'KADINLAR DÜNYANIN HİÇBİR ÜLKESİNDE BEDEL ÖDEMEMELİ'

Belgeselin yönetmeni Neşe Uğur Nohutçu ve belgeselde hayatı anlatılan Tuba Batu; CHP lideri Kılıçdaroğlu ve eşi Selvi Kılıçdaroğlu’ndan plaket aldı. Yönetmen Nohutçu, etkinlikte yaptığı konuşmada şunları söyledi:

Benim TÖZ’ü yapmamdaki en büyük motivasyon, Tuba’nın yaşanan her şeye rağmen olaylara karşı duruşu oldu. Hiçbir zaman hedefinden, hayatından, kendinden vazgeçmedi. Aslında gerçekten doğamız gereği çok güçlüyüz. Tuba her ne kadar güçlü kadın tanımından hoşlanmasa da bu bir gerçek. Bazen bu gücü kültürel, toplumsal ya da ekonomik zorluklar nedeniyle unutabiliyoruz, kendimizi sıkışmış hissedebiliyoruz. Ama ben şundan eminim ki biz kadınlar birbirimize ne kadar destek olursak, ne kadar dayanışma içinde olursak, ne kadar örgütlenebilirsek bu içimizdeki güç, cevher daha kolay ortaya çıkacak. En önemlisi her daim üretimin içinde olmalıyız. Çünkü üretmek en çok biz kadınlara yakışıyor.

Belgeselde hayatı anlatılan Batu ise “Kadınların, unutmak zorunda kalmayacakları günler için” dedi.

Kılıçdaroğlu, gazetecilerin; İran’da Mahsa Amini’nin öldürülmesine karşı protestolarla ilgili sorusuna, “Kadınlar dünyanın hiçbir ülkesinde, hiçbir köşesinde bedel ödememeli. Bizim yapmamız gereken kadınlara saygı duymak” dedi.

(ANKA)