BIST 100 10.644 DOLAR 32,18 EURO 35,04 ALTIN 2.494,20
20° İstanbul
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyon
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkari
  • Hatay
  • Isparta
  • İçel
  • İstanbul
  • İzmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce

Meral Akşener KRT'de soruları cevapladı

Meral Akşener KRT'de soruları cevapladı

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, seçim yasakları başlamadan hemen önce KRT'de soruları cevapladı.

Usta gazeteci Zafer Arapkirli sordu; İstanbul'a, seçime, ekonomiye dair her şeyi İYİ Parti Genel Meral Akşener cevapladı.

Akşener'in açıklamalarından satır başları:

Finali Tuzla'da yaptım. 39 ilçeye tek tek gittim. Sandalye üstünden, platformdan hitap ettim, tek tek kapı zillerini çaldım.

31 Mart elbette Türkiye'nin yerel seçimiydi, bir çok kente, büyük şehire, ilçelere gittib. Oralarda konuşmalar yaptık. İstanbul'da sayın İmamoğlu üzerinden Millet İttifakı kampanyasını yürüttük, daha ziyade Anadolu'da dolaştık.
31 Mart akşamı çok çirkin, hakaret eden, küfür eden bir dili benimsedi Cumhur İttifakı. Biz ise sayın Kılıçdaroğlu ile birlikte sanki iktidar bizmişiz gibi insanları sakinleştirmeye çalıştık. Ve iddia ediyorum, 31 Mart'a Türkiye'yi kazasız belasız getiren biziz.
O gece AKP yöneticileri ve küçük ortak küfür dilini kullandı. 31 Mart günü Erdoğan'ın konuşmasını çok mutedil buldum ama gelişen olaylarla gördük ki seçim iptal oldu.

Ben Üsküdar'da oy kullanıyorum, kullandığım oyun, zarfa koyduğum 3 evrakın tercihlerimde sorunlu olmadığı, ama zarfa koyduğum dördüncü mührün vurulmasında sorun çıktı. Bunu hazmetmemiz, kabul etmemiz mümkün değildi. Ben Meral Akşener olarak, Üsküdar'da ikamet eden bir seçmen olarak irademizin gasp edildiği, sandığımızın tekmelendiği o süreç dolayısıyla şahsen hakkımı aramak için ciddi bir çalışma yaptım.

Cumhur İttifakı'nın adayına oy vermiş seçmen dahil, bu irade gaspının, sivil darbenin, milli irade hırsızlığının seçmeni etkilediği ve buna itiraz edildiği kampanya, seçmen iradesi gördüm. Yarın Ekrem İmamoğlu kazanacak. İstanbullu 'Çamura yatmasınlar' diyor. Ciddi bir farkla İstanbullu yarın Ekrem beyi seçecek.

Sayın Kılıçdaroğlu ile 31 Mart akşamından itibaren devam eden süreci istişare ile götürdük. Zaman zaman sandalye üstünden, zaman zaman platformdan seslendim İstanbul'un 39 ilçesine. Dedim ki, bir gasp var. Bir hukuksuzluk, adaletsizlik, haksızlık var. Bir sivil darbe var. Karşınızdayım. Ey Meral Akşener niye bunu kabul ettiniz diye sorabilirsiniz. Niye arıza çıkarmadınız diye sorabilirsiniz. Niye biliyor musunuz? 31 Mart'a giderken Cumhur İttifakı'nın kullandığı çirkin dilin sahada nasıl travmalar yarattığını gördük. Şimdi şöyle bir şey oldu; damadın yönettiği ekonomi berbat. Damat harikalar diyarında. İstanbullu'nun %70'i banka borcu ile yaşıyor. Her 3 İstanbullu'dan biri işsiz.

İstanbul'da talan var. Muhalefet olarak İstanbullu'nun irfanına, ferasetine, inancına ve hak hukuk adalet talebine inandık, güvendik.

İstanbul'da talan var. Muhalefet olarak İstanbullu'nun irfanına, ferasetine, inancına ve hak hukuk adalet talebine inandık, güvendik. Bu yüzden arıza çıkarmadık ve bu yüzden hodri meydan dedik. İyi ki demişiz. Gencimiz için, esnafımız için, kadınımız için, bu beceriksiz yöneticilerin ekonomik problemi daha derinleştirmemesi için arıza çıkarmadık. İyi ki de çıkarmamışız.Göreceksiniz öyle bir sonuç çıkacak ki, Ekrem İmamoğlu sadece Millet İttifakı'nın adayı iken yaptıklarıyla, tutumuyla 16 milyon İstanbullu'nun adayı haline geldi.

Sayın Kılıçdaroğlu ile bir araya gelmedik. İstanbul'dayım ve çalışıyorum. AMa tekrar söylüyorum; İyi Parti'nin genel başkanı olarak çalışmıyorum, oyu gasp edilmiş Meral Akşener olarak çalıştım. Sayın İmamoğlu ile CHP İstanbul İl Başkanı ve İYİ Parti İl Başkanımız zaman zaman toplanıp çalışma planı, yol haritası çıkardılar. En önemlisi, yarın her ilçede CHP ile İYİ Parti Milletvekilleri bir arada görev yapacaklar. Her ilçeye 4 Milletvekili gidecek.

Sandık konusunda çok ders çıkardık. En son ders çıkardığımız zaman 16 Nisan referandumudur. 31 Mart akşamı özellikle İStanbul'da sandıkların korunduğu ortaya çıktı. Her iki partinin de teşkilatlarına, İl Başkanlarına, İstanbul Gönüllülerine, İYİ Parti Gençlik Kollarına çok teşekkür ediyorum. Barışçıl tavır bizlerden kaynaklandı. Sandık korunması ile ilgili bir sorun yok.

Saat 22'de sayım biter diye düşünüyorum. Arkadaşlarımı uyarmak istiyorum; mızıkçılık yaratılamayacak kadar farklı bir sonuç çıkacağını düşünüyorum. Sayın Erdoğan'ın kendisine fikir veren cin fikirlilerin bu defa gazına gelmeyeceğini düşünüyorum. 24 Haziran'da farklı bir İstanbul'la buluşacağız.

Seçmeni unuttu sayın Erdoğan. Sayın Erdoğan bir saray yaptı. Saraylar tarihin her döneminde yeni hayat tarzı, yeni bürokrasi yaratır, 'ceketimi assam beni seçeceksiniz' psikolojisi ortaya çıkar. Bundan kurtulması gerek.

Ben 2 yerde ağladım. 29 Belediye başkan adayımız ve meclis üyesi arkadaşlarımız vatandaşlık numaraları ile havuz medyasının manşetinde yayınlandı ve PKK'lı denildi. Arkadaşlarımızın arasında şehit yakınları, gaziler var aralarında. Abdullah benimle beraber Bursa'da olur musun? Seni tanıtmak istiyorum. Oğlum sen ne diyeceksin dedi. Abla ben kürdüm ama PKK'lı değilim. Ağlayarak Abdullah'a bağırmışım ama kaldır diye. PKK ile nasış mücadele ettiğimiziği dünya alem bilir. Bize terörist dendi bize.

İçileri Bakanlığı'nı meşgul eden zat Temel bey ile bizim kandil ile anlaşma imzaladımız söylendi. Şimdi terör örgütü elebaşısı ile yol yürüyorlar. Bahçeli bebek katili dediği isimle avukatları görüşmeli dedi. Erdoğan'ın hemen ardından 'bizim Mehmet de gitti' demesi. Arkasından avulatların ve ardından doçentin gitmesi. Bu doçenti kim göndermiştir, izni kim verdi, talimat kimden?

Bahçeli'nin dün bir açıklaması oldu. Ben Türk Milliyetçisi bir insanım. Bahçeli Türk Milliyetçileri'ni terörist başının mektubuna pul etmiştir.

İnsanlar artık ahmak yerine konulmayı reddediyor. İstanbul dünyanın en büyük şehirlerinden biri. İstanbul'da yaşayanlar şunu gördüler, kent rantı üzerinden demokrasi katledildi. Rantı kaybetmemek için İstanbullu'ya hizmete harcanacak paralar yandaşın elinden gitmesin diye siyasi ve sivil bir darbe yapıldı, İstanbullu'nun iradesine el kondu, hırsızlık yapıldı. Bu bir demokrasi mücadelesi.

Ekrem İmamoğlu artık İstanbullu'ların Belediye Başkanı. İkinci kez seçeceğiz.

Bize kaynak meselesinden önce bize güvenin ötesinde öncelikle kendi irademize yapılan hırsızlığın önüne geçeceğiz. Türkiye'de yarınki seçim durup dururken, demokrasinin tamamen ortadan kalktığı bir sonuç mu, yoksa demokrasiye muktedirlerin kafasını çevirdiği bir sonuç mu olmalı? Buna karar vereceğiz. Haksızlık, hukuksuzluk, adaletsizlik konusunda doktora yapmış bu arkadaşların hakka hukuka riayet etmesini mi sağlayacağız? Seçimin ana noktası bu. Bu güne kadar biz hiç hırsızlıkla suçlanmadık. 25 yıllık aktif politik dönemimde bana paraya yönelik hiçbir suçlama yöneltilmedi. İstanbul'un parası İstanbul'a harcanacak.

Ben bildiğim kadarıyla ne zaman bir yere aday olsam muhakkak mal varlığımı açıklarım. Ne kadar yayılıyor bilemem. Hatta sayın İmamoğlu'na da seçim bittiği andan itibaren mal varlığını kamuoyuyla paylaşması gerektiğini televizyon ekranından söyledim. En kolay açıklayacak liderler Millet İttifakı'nın liderleridir.

Benim şahsi malım az. Babamdan kalanlar var, bir de evlendikten sonra edindiğimiz için ev var. Kayınpederimden kalanlar da var, onlar eşim üzerine. Sayamam, çokluğundan değil. Tek çocuğum var, onunki de dahil olmak üzere hepsini açıklarım. Kayınpederimden bize miras yoluyla gelen kısmı ayırırsak, 3 ev, oğlumun bir evi ve bir arada. 39 yıllık evliliğimizde edindiğimiz mülk bu.

Oğlumun kayınpederi ile ortak bir ev aldık çocuklarımıza. İki ailenin de birer çocuğu var. Bizim 3 evimiz var, bir de arabamız var. O arabayı da ikinci el aldım, makam arabası olarak kullandım uzun süre. 150 bin lira peşin, 350 bin lirasını da kredi çektik. Kredi borcumuz da var ama o işlere eşim bakıyor.

Üniversitede hoca olan, eşi büyük bir şirkette genel müdür yardımcılığı yapmış, o günün şartlarıyla 12 bin dolar karşılığı maaş alan çiftin yapabildikleri bunlar. 5 dönem milletvekili maaşı almış biriyim ben. Bütün malımız bu. Oğluma bir araba aldık, o da bir Megane...