BIST 100 10.644 DOLAR 32,20 EURO 35,01 ALTIN 2.500,70
17° İstanbul
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyon
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkari
  • Hatay
  • Isparta
  • İçel
  • İstanbul
  • İzmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
SON DAKİKA Gözaltına alınan 3 emniyet müdürü tutuklandı

Merkez Bankası'ndan sürpriz faiz kararı

Merkez Bankası'ndan sürpriz faiz kararı

Merkez Bankası politika faizini yüzde 10.25 seviyesinden sabit tuttu.

Piyasaların merakla beklediği faiz kararı açıklandı. Merkez Bankası politika faizini yüzde 10.25 seviyesinden sabit tuttu.

Murat Uysal göreve geldikten sonra ilk dokuz toplantıda indirime giderek faizi yüzde 24 seviyesinden yüzde 8.25 seviyesine düşüren Merkez Bankası, Eylül 2018’den sonra ilk defa geçen ay 200 baz puan faiz artışına gitmişti. Merkez Bankası Para Politikası Kurulu, politika faizi olan bir haftalık repo faizini %10,25'te sabit tuttu.

ENFLASYON İTİRAFI

Merkez Bankası'nın açıklamasında enflasyonda öngörülenden hızlı bir yükseliş yaşandığı belirtilse de, enflasyonla mücadelenin politika faizi ile değil diğer araçlarla yürütüleceği ifade edildi.

Açıklamada, "Kurul, politika faizinin sabit tutulmasıyla birlikte, likidite yönetimindeki esnekliğin arttırılmasına ve enflasyon görünümünde belirgin bir iyileşme sağlanana kadar likidite tedbirlerinin sürdürülmesine karar vermiştir" dendi.

Merkez Bankası'nın enflasyonda gerileme sürecine büyük önem verdiği ifade edilirken, para politikası araçlarının enflasyondaki düşüş trendinin sürekliliğini sağlayacak şekilde kullanılacağı da vurgulandı.

EKONOMİK FAALİYET KONUSUNDA NE DENİLDİ

Merkez Bankası'nın piyasayla ileştişim aracı olarak kullandığı faiz kararı metninde küresel ekonomide koronavirüs salgınına bağlı belirsizliklerin sürdüğü belirtiliyor ve ülkelerin ekonomileri desteklemek için genişleyici parasal ve mali politikalar izlemeye devam ettiği hatırlatılıyor.

Türkiye özelinde yapılan değerlendirmede ise "İktisadi faaliyetteki toparlanma devam etmektedir. Son dönemde atılan politika adımlarıyla birlikte ticari ve bireysel kredilerdeki normalleşme eğilimi belirginleşmiştir. Salgın tedbirleri kapsamında uygulanan destekleyici politikaların kademeli olarak geri alınmasıyla ithalatta öngörülen dengelenmenin başladığı görülmektedir" deniyor.

Merkez Bankası ayrıca ihracattaki güçlü toparlanma, emtia fiyatlarının görece düşük seviyelerde kalmasının ve TL'nin bulunduğu seviyenin önümüzdeki dönemde cari işlemler dengesini destekleyeceğini öngörüyor.

DOLAR FIRLADI

Dolar/TL, Merkez Bankası’nın (TCMB) politika faizini yüzde 10,25’te sabit tutmasıyla hareketlendi. Karar öncesinde 7,78’e kadar gerileyen kur, karar sonrası 7,97’yi aştı ve rekor kırdı.

Karar öncesinde 9,20’ye kadar çekilen euro/TL de karar sonrasında 9,44’ü gördü.

Karar öncesinde artıda olan Borsa İstanbul’da BİST 100 endeksi, faizin sabit tutulmasıyla eksiye geçti. Bankacılık hisselerindeki düşüş yüzde 3’ü aştı.

Bankacılar Türkiye’den aralıksız çıkış yapan yabancı yatırımcıların TCMB ve takiben diğer ekonomi kuruluşlarının atabileceği normalleşme adımlarıyla tarihi düşük seviyelerdeki pozisyonlarını yeniden gözden geçirebileceğini düşünüyorlardı ancak TCMB piyasaların pek beklemediği bir karar verdi.

"PİYASALARI ŞOKE EDER"

Dünya yazarı Alaattin Aktaş, bugünkü Para Politikası Kurulu'ndan en az 1.75 puanlık bir faiz artışı beklendiğini kaydettiği yazısında, "Koşullar öyle hızla değişiyor ki, artık en düşük artışın 1.75 puan olması gerektiğini dile getiriyoruz. Bu arada Reuters tarafından yapılan anket de piyasadaki beklentinin 1.75 puanlık artış yönünde olduğunu gösterdi. Reuters’e göre beklentiler 1 puan ile 3 puan arasında değişiyor" diye yazmıştı.

Aktaş, piyasaların faiz artışına odaklandığını belirterek, "Bugünün en büyük sürprizi faize dokunulmaması olur ki bu piyasaları şoke eder. Çünkü faizin artırılmasını beklemeyen kimse yok. Başta piyasalar... Faizdeki artış beklentisinin etkisiyle dolar dün bir ara 7.82’ye, euro da 9.27’ye kadar geriledi. Hani olur ya bugün eski düşünceler baskın çıkar ve faiz sabit bırakılırsa, yandı gülüm keten helva; artık döviz bir anda nerelere fırlar, kimse bilemez..." yorumunu yapmıştı.

***

Merkez Bankası (TCMB) bugün bir kez daha piyasaları ters köşede bırakarak politika faizini yüzde 10,25’te sabit tuttu. Kur ve enflasyondaki artışa paralel olarak temmuzdan bu yana piyasanın arkasından giderek örtülü faiz artışlarına giden TCMB, arka kapıdan örtülü adımlara devam sinyali verdi.

Politika faizini sabit tutan banka, bankaların gün sonunda nakit açığına düştüğünde kullanmaları gereken geç likidite penceresi (GLP) faiz oranını yüzde 13,25’ten yüzde 14,75’e çekerek örtülü faiz artışlarının devamı sinyali verdi. Temmuzda yüzde 7,34’e kadar gerileyen TCMB’nin ağırlıklı ortalama fonlama faizi, dün yüzde 12,52’ye kadar yükselmişti.

Dolar kuru kararın ardından yaklaşık 20 kuruş artarak 7,98’e dayanırken, euro/TL’de de 24 kuruşluk artışla 9,44 seviyesi görüldü.

Rabobank’tan Piotr Matys, ekonomist Dr. Murat Kubilay, Işık Üniversitesi’nden Doç. Dr. Evren Bolgün, Bilgi Üniversitesi’nden Cem Başlevent ve Yeditepe Üniversitesi’nden Caner Özdurak faiz kararını değerlendirdi.

“MALİYETİ AĞIR OLABİLİR”

“Ben politika faizinde 200 baz puanlık artış bekliyordum. TL’nin istikrarı ve TCMB’nin güvenilirliği yeniden kazanması için bu adım gerekliydi” diyen Matys, “Eğer TCMB geçen ayki 200 baz puanlık artışın güvenilirliği yeniden kazanmak için yeterli olduğuna inanıyorsa, piyasalar dolar/TL kurunu rekora taşıyarak Başkan Murat Uysal’a bu inanç için bir gerçeklik testi sağladı” ifadelerini kullandı.

“Bazıları TCMB’nin GLP ile gecelik faiz oranı arasındaki farkı 300 baz puana çıkartarak likiditeyi sıkılaştırdığını savunabilir ancak TCMB’nin para politikasının kurgusuna dair yeterli güvenilirliği yok” diyen Matys, “Politika faizini artırmak çok daha verimli ve üretken bir adım olurdu. TL’nin değerindeki düşüşün gösterdiği üzere bugünkü kararın maliyeti ağır olabilir” değerlendirmesini yaptı.

“OLASI YAPTIRIMLARA KARŞI KALKAN OLUŞTURULMADI”

Kararı, “piyasa oyuncularının son dönemde faiz artırımı konusundaki iyimser beklentilerinin tersi yönde sürpriz” olarak değerlendiren Dr. Kubilay, “Sabit bırakılan politika faizini; ekonomi yönetiminin kurdaki olası artışları göz ardı ettiği veya kurlarda en kötüsünün geçtiğine dair iyimserlik şeklinde yorumlayabiliriz” dedi.

“Karar metninde ekonomide pandemi sonucu oluşan düşüşün, alınan önlemlerle aşırı ısınmaya yol açtığı ve bunun her geçen ay yeniden normale döneceği belirtiliyor. Bu doğrultuda döviz kuru ve enflasyon ile mücadelede sınırlı faiz artışı ve kredilerdeki ivmenin kaybolmasının yeterli olacağı varsayımı var” diyen Kubilay, olası riskleri şöyle sıraladı:

“Pandeminin Avrupa ve ABD'de yarattığı yeni sıçramanın dış ticaret ve küresel risk iştahına olası etkileri metinde yer alsa da faiz kararında göz önünde tutulmamış. Dahası 3 Kasım tarihli ABD başkanlık seçimleri sonrasında S-400 ile Halkbank davası kaynaklı potansiyel finansal yaptırımlara karşı yatırımcı güvenini sağlayacak bir kalkan da oluşturulmamış.

Ekonomi yönetiminin iyimser beklentileri ile hem yurt içi hem de yurt dışı yatırımcılarınki uyuşmuyor. Bu nedenle ekonomi dışı sürpriz ve büyük olumlu bir şok yaşanmadığı müddetçe TL'nin değer kaybının sürmesi yüksek ihtimal. Ötesi ABD seçimleri ve dış politik gerilimlerin bir spekülatif atağa neden olma ihtimali de mevcut.”

“ÖRTÜLÜ FAİZ ARTIŞINA DEVAM DENDİ, YENİ BİR DENEY OLACAK”

Temmuzdan bu yana örtülü şekilde 500 baz puanın üzerinde faiz artışı yapılırken politika faizinin sadece 200 baz puan arttığını belirten Bolgün, “Merkez bugünkü kararla, ‘Ankara izin vermiyor, resmi faizi artıramıyorum, örtülüye devam edeceğim’ diyor. Para politikasında yeni bir deney olacak” dedi.

Merkez’in ne yapması gerektiği ile ne yapacağına dair beklentiler arasında fark ortaya çıktığını ve piyasaların sürekli şaşırtıldığını belirten Bolgün, bunun yanlış olduğunu, dünyada böyle merkez bankası pratiği olmadığını, güvenilirlik kaybının piyasaya ve enflasyonla mücadeleye zarar verdiğini söyledi.

“TCMB’den ikinci bir faiz artırımı beklentisi iyimserdi, nitekim böyle bir artış da olmadı” diyen Başlevent ise, “Örtülü faiz artışı ile idare edilmeye çalışılacak. GLP’deki artış, ilk andaki olumsuz tepkilerin ortadan kalkmasına neden olabilir” yorumunda bulundu.

“KUR ARTIŞI İLE FAİZ ARTIŞININ MALİYETLERİNE BAKTILAR”

“TCMB, olası faiz artışının kura olacak etkisi ile şirketlere getireceği finansman maliyeti arasındaki makası gözeterek karar vermek zorundaydı” diyen Özdurak, “Faiz artırması kısa vadede kurda düşüşe neden olabilirdi ancak bu defa da şirketlerin finansman maliyetleri artacaktı” sözleriyle TCMB’nin içinde bulunduğu sıkışmaya işaret etti.

“Türkiye ekonomisi şu an hastalığın farklı bir evresinde ve hastalığa karşı faiz ilacını kullanmak işe yaramayabilir” diyen Özdurak, “Üretimde kur artışının etkisiyle maliyet artışları olacak. Kredi artışından kaynaklı talep enflasyonu vardı, şimdi maliyet enflasyonu olacak” ifadelerini kullandı.

Özdurak şöyle devam etti:

“Türkiye kredi derecelendirme kuruluşları tarafından yatırım yapılabilir bir ülke olarak görülmüyor ve faiz artışları istenen yabancı sermaye girişlerini sağlamayabilirdi.

Buna karşın, Merkez piyasalarda oluşan faiz artışı beklentisinin önünü almayarak direkt olarak faiz arttırmadan piyasayı şaşırtıp geç likidite gibi dolaylı yollara başvurarak zaten kaybettiği itibarına yine zarar vermiş oldu.”

“YEŞİL IŞIK BEKLEYENLERE PARLAK BİR KIRMIZI IŞIK”

Bluebay Asset Management’tan Timothy Ash, “Bence birçok yabancı yatırımcı parasını yeniden Türkiye’ye getirmek için yeşil bir ışık görmek adına bu kararı (PPK) yakından takip ediyordu. Bu karar ile parlak bir kırmızı ışık gördüler” dedi.

Tera Yatırım ekonomisti Enver Erkan, “GLP'nin aktif kullanılması ile beraber sade para politikası zemininden uzaklaşarak arka kapı sıkılaştırmasını sürdüreceği sonucuna varıyoruz” değerlendirmesinde bulundu.

Erkan ayrıca, “Enflasyon beklentilerinin hızlı bir bozulma içerisinde olduğu dönemde, Merkez Bankası fonlama oranı ile politika faizi arasındaki ilişkiyi zayıflatarak TRY'nin daha fazla değer kaybetmesini ve enflasyon görünümünde ilave bozulma olması riskini artırmış oldu” dedi.