BIST 100 9.916 DOLAR 32,44 EURO 34,74 ALTIN 2.438,67
18° İstanbul
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyon
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkari
  • Hatay
  • Isparta
  • İçel
  • İstanbul
  • İzmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce

72 kişiye mezar olmuştu: İsias Otel davasında ilk duruşma yarın görülecek

72 kişiye mezar olmuştu: İsias Otel davasında ilk duruşma yarın görülecek

Kahramanmaraş merkezli depremlerde yıkılan ve 72 kişinin can verdiği İsias Otel davasının ilk duruşması yarın görülecek.

Aralarında, voleybol turnuvası için kentte bulunan Kuzey Kıbrıslı öğrencilerin de yer aldığı, 72 kişinin öldüğü İsias Otel davasında ilk duruşma yarın görülecek. Davayı Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nden (KKTC) kalabalık bir heyetin izlemesi bekleniyor. Dava kapsamında hazırlanan iddianamede şüpheliler, "bilinçli taksirle birden fazla insanın ölümüne ve yaralanmasına neden olmakla" suçlanıyor.

BBC Tükrçe'den Mahmut Hamsici'nin haberine göre, iddianameyi eksik bulduğunu belirten Kuzey Kıbrıslı aileler ve avukatları ise yargılamanın 'olası kast' suçlaması üzerine kurulması gerektiğini savunuyor.

İDDİANAME NELER VAR? BİNA NEDEN YIKILDI?

Adıyaman Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianame, aralık başında kabul edildi. İlk duruşma için 3 Ocak tarihi belirlendi.

İddianamede beşi tutuklu 11 sanık hakkında “bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma” suçundan iki yıl sekizer aydan, 22 yıl altışar aya kadar hapis cezası talep ediliyor.

Dosyada, Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Mühendislik Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü’nün hazırladığı bilirkişi raporu da bulunuyor.

BBC Türkçe'nin incelediği iddianameye göre göre 1993’te otelin ruhsatı konut olarak alındı ancak ruhsat, 2001’de otel olarak yenilendi.

Raporda; kolon ve kirişlerin etriye aralıkları, kanca özellikleri, bindirme boyları, ankraj ve kenetleme boylarıyla ilgili eksikliklerin bulunduğu, donatı detayı eksikliklerinin binanın yıkılma nedenlerinden biri olabileceği, beton basınç dayanımlarının gerekli şartları sağlamadığının tespit edildiği belirtildi.

Dosyaya göre 2016’da binaya ruhsatsız kat eklendi ve deprem güvenliği göz ardı edilerek yapılan bu kat, yapının taşıyıcı sistemine ek yük getirdi.

Sanıkların binanın yapım tarihinde geçerli olan Deprem Bölgelerinde Yapılacak Binalar Hakkında Yönetmelik esaslarına yeterince uymadıkları belirtilen iddianamede, dönem itibarıyla bilim ve fennin gerektirdiği teknik şartlara aykırı davranarak binanın yıkılmasında kusurlarının bulunduğu ifade edildi.

AİLELER DAVAYA NASIL YAKLAŞIYOR?

Otelde 14 yaşındaki kızı Serin’i kaybeden, kendi de enkazdan yaralı olarak kurtulan Doğu Akdeniz Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Pervin Aksoy İpekçioğlu, iddianame için “gayet cesaretsiz bir şekilde yazılmış” yorumunu yaptı.

Ailelerin ve avukatların öncelikli talebi, şüphelilerin bilinçli taksir değil olası kasıt üzerinden yargılanmaları.

BBC Türkçe'ye konuşan Prof. Dr. İpekçioğlu, bu taleplerini şu şekilde gerekçelendirdi:

“Yapı açısından birçok usulsüzlük var. Bürokratik açıdan da bir sürü hukuka aykırılık var. Dolayısıyla bu kadar usulsüzlük, bu kadar hukuka aykırılık üst üste geldiğinde olası kast dışında başka bir kusur türünün uygulanması mümkün değil.

Binanın yapımına 1993’te başlandı. 1996 Türkiye deprem haritasında Adıyaman ikinci derece risk bölgesi olarak yer aldı. Ve siz bunu 2001’de otele çevirirken hiçbir önlem almıyor, hiçbir tahlil yapmıyor, güçlendirme vs. yapmıyorsunuz. Binayı sağlam yaptığınızı ve depreme dayanıklı olduğunu iddia ediyorsunuz sonra bilinçli taksirle yargılanıyorsunuz. Bu mümkün değil.

Bilinç taksirde öngördüğünüz sonucu önleyebileceğiz düşüncesiyle hareket edersiniz. Nasıl önleyeceklerdi ki? Neye güvendiler ki? Olası kast dediğimiz kusur türünde ise evet istediğiniz bir sonuç değildir, ama sonuçları da umursaz, rıza gösterirsiniz, 'Olursa olsun' dersiniz.”

Müşteki avukatlarından Deniz Özbilgin, bilinçli taksir ile olası kast arasında ciddi bir ceza farkı olduğunu, olası kastta istenen cezanın 20-25 yıl hapse kadar çıktığını aktardı.

Prof. Dr. İpekçioğlu ise ceza konusunda şunları ekledi:

“Bilinçli taksir, en çok iki yıl ile on beş yıl arası bir ceza öngörür. En üst şekilde halde işlendiği için belli oranda bir arttırma olabilir. Bunun da en yüksekten olduğunu fazedersek, yirmi iki buçuk yıl yapıyor. Fakat bu zaten yatarı değil. Bunun iyi hal indirimi var, koşullu salıverme durumu var vs. Dolayısıyla maksimum verilen cezaya göre bunun yedi, sekiz, dokuz yıl gibi bir yatarı olur. Düşünün, Turizm ve Kültür Bakanlığı’nın defalarca denetim yapıp dört yıldız verdiği bir otel yıkılıyor ve yetmiş iki can ölüyor.”

Prof. Dr. İpekçoğlu, depremden hemen sonra Kuzey Kıbrıslı yetkililerin binadan karot ve demir örnekleri aldığını, Kuzey Kıbrıslı akademisyen ve uzmanlarla kendilerinin de kapsamlı bir bilimsel rapor hazırladıklarını ve bunu mahkemeye sunacaklarını söyledi.

‘SONUNA KADAR GİDECEĞİZ’

Ailelerin verdiği bilgiye göre Kuzey Kıbrıs’tan yaklaşık 80 kişilik bir grup, 3 Ocak’ta başlayacak duruşma için Adıyaman’a gidecek. Kafilede aile üyeleri dışında, gazeteciler, siyasetçiler ve bürokratların da yer alması bekleniyor.

Prof. Dr. İpekçioğlu, Kuzey Kıbrıslı aileler olarak birlikte hareket ettiklerini ve olayın sonuna kadar takipçisi olacaklarını söyledi:

“Aslında otel değil, toplu mezar inşa ettiler. Ama öğrenecekler, insan hayatının ucuz olmadığını öğrenecekler. Bizim durmaya niyetimiz yok. Burada şampiyon olan çocukları ödül diye ölüme gönderdiler. Bunu bir anne olarak hazmetmem mümkün değil. Bu iş nereye kadar giderse gitsin, biz sonuna kadar gideceğiz.”

KARAKAYA: DAVAMIZIN PEŞİNİ ASLA BIRAKMAYACAĞIZ

Yerel haber sitesi Yeni Düzen'e konulan Şampiyon Melekleri Yaşatma Derneği Başkanı Ruşen Yücesoylu Karakaya, yarın sabah 08.00 uçağı ile Antep’e gidileceğini, oradan da Başbakanlık tarafından ayarlanan otobüslerle Adıyaman’a geçileceğini belirterek “Ailelerden 60 kişilik bir kafile ile gidiyoruz. Ama sevenlerimiz ve çok yakın arkadaşlarımız da yanımızda geliyorlar. Sayı 100’ü geçer” dedi.

Adıyaman’da Dedeman Otel’de kalınarak davaların yakından takip edileceğine aktaran Karakaya, heyette Barolar Birliği Başkanı Hasan Esendağlı ve kktc'deki avukat ekibin de kendileriyle olacağını, ayrıca Adıyaman'da Türkiye Barolar Birliği Başkanı Erinç Sağkan, iki ayrı avukat ile aynı zamanda hukuki ve idare davalarındaki üç ayrı avukatın da yer alacağını söyledi.

“Ailelerin her duruşmada hazır bulunacağı kesindir, davamızın peşini asla bırakmayacağız” diyen Karakaya, her duruşmada hazır bularak davayı yakından takip edeceklerini vurguladı.

Karakaya, “Suçlular en ağır cezayı alana kadar, bu dava emsal bir dava olana kadar mücadelemiz devam edecektir’ dedi.

AKTUĞRALI: HUKUK MÜCADELEMİZ TÜM SORUMLULAR HAK ETTİKLERİ CEZAYI ALANA DEK BİTMEYECEK

Şampiyon Melekleri Yaşatma Derneği üyesi Murat Aktuğralı da, kalplerine mezar olan şehre adalet aramak için gideceklerini ifade ederek “Çocuklarımız için yaktığımız adalet ateşinin Türkiye mahkemelerine ışık tutması için orda olacağız” dedi.

Davalarının sadece İsias Otel kayıpları için değil, bütün depremzedeler için olduğuna dikkat çeken Aktuğralı, hukuk mücadelelerinin tüm sorumlular hak ettikleri cezayı alana dek bitmeyeceğini vurguladı.

YİĞİTTÜRK: DENİZ KUMU KULLANILMIŞ, APARTMAN OLARAK TASARLANAN BİNA OTELE ÇEVRİLMİŞ

Aileler adına konuşan bir başka isim Feriha Yiğittürk de, beklentilerinin yargılamanın olası kast olarak devam etmesi olduğunu söyledi.

Depremin yaşandığı ilk andan itibaren, İsias Otel ile ilgili zaafların sadece KKTC değil, Türkiye basınında da yer bulduğunu belirten Feriha Yiğittürk, “Bu dava olası kast olarak değerlendirilmeyecekse, hiçbir dava olası kast kapsamına alınmaz” dedi.

Yiğittürk şöyle devam etti:

"Bu sürede KKTC halkı güçlü bir şekilde yanımızda oldu. Dava süreci uzun süre devam edecek. Sosyal medyada ortak bir örgütlenme var. Halkımızın yanımızda olduğunu görüyoruz. Bunun devam etmesini bekliyoruz.”

NE OLMUŞTU?

Geçmiş yıllarda İsias Otel, Adıyaman’ın önemli otellerinden biriydi. 6 Şubat depremleri sırasında otel binası yıkıldı.

Kuzey Kıbrıs’taki Gazimağusa Türk Maarif Koleji’nden Adıyaman’a voleybol turnuvası için giden kız ve erkek voleybol takımı oyuncuları, veliler ve öğretmenlerden oluşan 39 kişilik kafile, depremler sırasında burada konaklıyordu.

Burası, tur rehberleri tarafından da tercih edilen bir oteldi. Depremler sırasında Turist Rehberleri Birliği’nden yaklaşık 40 kişilik bir grup da eğitim için otelde kalıyordu.

Binanın yıkılması sonucu, Kuzey Kıbrıslı öğrenciler ile rehber ve rehber adaylarının büyük bölümünü oluşturduğu 72 kişi öldü.

Yaşamını yitiren, çoğunluğu öğrenci 35 Kuzey Kıbrıslı'nın cenazeleri, Gazimağusa’da defnedildi.

Bu ölümler, şehrin 1974’teki savaştan sonraki en büyük toplu kaybı.

KKTC'de ölen öğrenciler “Şampiyon Melekler” olarak anılmaya başlandı.

Kuzey Kıbrıslı aileler hem hukuk mücadelesi vermek hem de çocukları adına çeşitli projeler yürütmek amacıyla Şampiyon Melekleri Yaşatma Derneğini kurdu. Dernek, davayla ilgili büyük bir kampanya başlattı.

Derneğin, bu kampanya kapsamında sosyal medyada kullandığı etiket ise #isiasortakdavamız oldu.