BIST 100 9.916 DOLAR 32,53 EURO 34,88 ALTIN 2.430,70
14° İstanbul
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyon
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkari
  • Hatay
  • Isparta
  • İçel
  • İstanbul
  • İzmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce

Abdulkadir Selvi'nin kulağına Erdoğan'a sorulması gereken soruları fısıldadı

Abdulkadir Selvi'nin kulağına Erdoğan'a sorulması gereken soruları fısıldadı

Usta gazeteci ve KRT programcısı Zafer Arapkirli son yazısında Hürriyet yazarı Abdulkadir Selvi'nin kulağına Cumhur İttifakı adayı Recep Tayyip Erdoğan'ın kulağına sorulması gereken soruları fısıldadı.

Usta gazeteci ve KRT programcısı Zafer Arapkirli www.krttv.com.tr'deki "Sen şuna, kaba ‘şark kurnazlığı’ desene!.." başlıklı yazısında Hürriyet yazarı Abdulkadir Selvi'nin kulağına Cumhur İttifakı adayı Recep Tayyip Erdoğan'ın kulağına sorulması gereken soruları fısıldadı.

Selvi'nin, Erdoğan'a yönelttiği montaj sorusunu hatırlatan Arapkirli şu ifadeleri kullandı:

Edepsizce montaj ve düzenbazlık yapmanın adını, “kıvrak zekâ” koymaya çalışarak, tam da bu “zekâ” diye satmaya çalıştığın, “kaba-saba-ilkel-yavan-sığ-boş” tavrın yeni bir örneğini daha sergiliyorsun.

Aklınca işin içinden çıkabilmek için “gücüm yetmiyor ama, kural dışına çıkarak ben bu işin altından yine de kalkarım” demeye getiriyorsun.

Çünkü “güçlü” olduğun için, her şeye hakkın olduğuna, senin için her yolun mübah olduğuna inanıyorsun, değil mi?

Hani şu futbol maçlarında çaresiz rakip tribünün “Vur, kır, parçala, bu maçı kazan” mantığı?

Demek ki Abdul (Abdulkadir hayatının hatasını yaparak fena bir çığır açtı aslında – Aferin oğlum Abdul) , “Seçimi de hile yaparak, kütüklerde, seçmen listelerinde oy sayımında, tasnifinde, dökümünde ve açıklanmasında büyük bir dümen çevirerek kazandınız, öyle mi? Ben tam anlayamadım” diye sorsa, “Hile ya da şu ya da bu... Kazandık ya...” diyeceksin.

Demek ki Abdulkadir, “Şu sizin diploma şeyini de merak ediyorum. Ben tam anlayamadım. Önce gerçek dediniz. Sonra duplikata diye bir şey çıktı. Ama orada da tarihler, okulun adı, rektörün adı, imzamı filan pek tutmuyor. Sahte filan diyorlar Anlayamadım...” diye sorsa, orada da “Sahte ya da şu ya da bu... Geçirdik ya onaydan. Geçmiş olsun...” deyip çıkacaksın işin içinden.

Demek ki Abdul, “Şu Anayasa’nın 101’inci ve 116’ncı maddelerine göre ikinci kez aday olmanız, hattâ TBMM kendini feshetmeden 3’ncü dönem için adaylık başvurusu yapabilmeniz söz konusu olamaz diyorlar. Anlamayadım...” dese, “Anayasa manayasa.. Uydu ya da uymadı. Şu ya da bu...” deyip yine bu sözde “kıvrak zekâ” ile sıyırmaya çalışacaksın.

Yazının tamamını okumak için tıklayınız!