Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, kamuda yapılacak tasarrufla ilgili konuştu. Erdoğan, önce kamuda tasarruftan ne anlaşılması gerektiğini anlattı. Erdoğan, “Kamuda gereksiz harcamaların ortadan kaldırılması, kamu kaynaklarının etkin ve verimli kullanılması anlaşılmalıdır. Yani bundan farklı bir şey anlaşılmamalı” dedi.
Erdoğan, daha sonra da kamuda tasarruf için atılacak adımlara işaret ederek, “Bütçelerin buna göre revize edilmesi için bizler de şu anda bir çalışma yapıyoruz. Hazine ve Maliye Bakanlığımız tasarruf adımlarını takip edecek, resmi taşıt kullanımlarından, haberleşme giderlerine, temsil, tören, ağırlama hizmetlerinden, demirbaş alımlarına kadar tüm harcamalar gözden geçirilecektir” diye konuştu.
Erdoğan, konuşmasının devamında önemli bir tümceye yer verdi: “Gerçek ihtiyaçlar tespit edilip ihtiyaç dışı harcamaların önü kesilecek."
Gerçek ihtiyaçlar... Önemli bir vurgu. Bu bağlamda bir konu öne çıkarılabilir.
Yap-işlet-devret (YİD) yöntemiyle yapılan köprü ve otoyollar... Bu projeleri kısaca anımsayalım: Yavuz Sultan, Osmangazi, 1915 Çanakkale köprüleri ile İstanbul-İzmir, Kuzey Marmara, Malkara-Çanakkale, Ankara-Niğde, Menemen-Aliağa-Çandarlı ve İzmir-Çeşme otoyolları YİD yöntemiyle inşa edildi ve işletmeye alındı.
Devlet, bu projelere araç geçiş garantisi verdi. Geçişler, döviz olarak (bazılarında dolar, bazılarında euro) belirlendi. Devlet, araç geçişleri, garanti sınırının altında kaldığı için bu projeleri işleten müteahhitlere, her 3 ayda bir milyarlarca TL garanti ödüyor.
2024 yılının ilk üç ayı için garanti ödemeleri, birkaç gün içinde yapılacak. Söz konusu köprü ve otoyolları işleten müteahhitlere, 20-21 milyar TL dolayında ödeme yapılması bekleniyor.
Yılın ikinci, üçünce ve dördüncü çeyreklerinde de yüklü ödemeler gündeme gelecek.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “gerçek ihtiyaçlar” vurgusu üzerinden yazıya son noktayı koyalım.
-Bu projelerde, geçiş ücretleri yeniden gözden geçirilemez mi?
-Böylece, bu projelerin kamuya ya da devlete milyarlarca liralık yükü azaltılamaz mı?
-Vergi mükellefi milyonlarca vatandaşın, bir nebze de olsa nefes alması sağlanamaz mı?
Olur mu? Umut fakirin ekmeği...