BIST 100 11.311 DOLAR 42,69 EURO 50,16 ALTIN 5.902,25
9° İstanbul
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyon
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkari
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • İstanbul
  • İzmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce

Erdoğan: Basın özgürlüğü konusunda hassasiyetimizi bilen bilir

Erdoğan: Basın özgürlüğü konusunda hassasiyetimizi bilen bilir

AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Almanya Başbakanı Angela Merkel, ikili görüşme sonrası İstanbul'da ortak açıklamalarda bulundu.

AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Almanya Başbakanı Angela Merkel, ikili görüşme sonrası İstanbul'da ortak açıklamalarda bulundu.

AKREDİTASYON SORUSU

"Almanya'da çalışan Türk meslektaşlarımız hiçbir engel olmadan çalışabiliyorlar. Buradaki Alman gazetecilerin hala bir çalışma izni yok" sözüne Erdoğan şunları söyledi:

"Uluslararası basın mensuplarının çalışma izinleri Cumhurbaşkanlığın İletişim Başkanlığı'nın görev alanına girmektedir. 19 farklı Alman kurumunda 35 gazeteciye basın karıt düzenlenmiştir. 28 Alman basın mensubunun da başvuruları ulaşmıştır. Başvurular 31 Aralık 2019 tarihinde tamamlanmıştır. Değerlendirmesi yapılmaktadır.

Almanya ile iyi ilişkilerimizden rahatsız olan bazı kişilerin Türkiye'nin Alman gazetecilere akreditasyon vermediği şeklinde yansıtmaya çalıştıklarını görüyoruz. Böyle bir özel muamelenin ya da alman gazetecilere yönelik çifte standardın olmadığını ilk elden ifade etmek isterim.

Mevcut yerleşik akreditasyona sahip gazetecilerin sorun yaşamaması için, benim de takip ettiğim, izlediğim bir şekilde oturum izinlerinden sorumlu olan Göç İdaresi Genel Müdürlüğü ile iletişim halindeyiz. Bir sorun ve mağduriyet yaşanması söz konusu değildir. Basın özgürlüğü konusunda hassasiyetimi bilen bilir.

Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları şöyle:

"Almanya'daki Türk toplumunun huzur ve refahı bizim için önemlidir. Onların kendilerini evde hissetmeleri bizler için çok önemlidir. Bu konuda Alman dostlarımızın atacağı bir çok adım bulunuyor. Geçtiğimiz aylarda terör örgütü yandaşları Türklere yönelik saldırılar düzenlediler. Bu saldırıları bir kez daha lanetliyorum. Bu eylemlerin demokratik bir hak gibi gösterilmesini anlamak mümkün değildir. Almanya'dan sorumluları cezalandırmasını bekliyoruz.

"Türkiye ve Almanya göç konusunda Avrupa'nın önemli yükünü üstlenmiş bulunmaktadır. 4 milyon insanın yaşadığı İdlib rejimin ağır saldırılarına maruz kalmaktadır. Rejim sivil yerleşim yerlerini aralıksız bombalıyor. İdlib haklının insanı dramını hafifletmek için elimizden geleni yapıyoruz. Sayın Merkel'e bu konuda neler yaptığımızı, özellikle barınma konusunda, anlattık. İdlib konusundaki vahşetin son bulması için herkesin rejim üzerinde baskı kurması lazımdır.

"Merkel'e Libya'da barış sağlanması için çabalarından dolayı teşekkür ediyorum. Türkiye olarak Almanya'nın bu inisiyatifine en etkin destek veren ülkeler arasında yer aldık. Talebi üzerine Libya'da meşru hükümete destek sağlamamızın amacı da kan dökülmesinin önüne geçmek ve siyasi zeminin harekete geçmesine katkı sağlamaktır. Darbeci Hafter ve destekçilerinin son birkaç gündür saldırılarını artırması, bu şahsın uzlaşı gibi bir niyeti olmadığını anlatmaktadır. Libyalı kardeşlerimizi bu zor gününde yalnız bırakmamaya kararlıyız.

"Irak ve İran'da da gerilimin arttığını görüyoruz. DEAŞ sonrası Irak'ın yeni bir kargaşa sürecine girmesine izin verilmemelidir. Taraflara sağduyu ve aklıselim çağrısında bulunuyoruz. Bölgesel konularda Almanya ile diyaloğumuzu artırarak devam ettireceğiz. Değerli dostum Sayın Merkel'e yeniden ülkemize hoş geldiniz diyerek sözü kendilerine bırakıyorum."

Merkel'in açıklamalarından satır başları şöyle:

"Türk-Alman Üniversitesi'nin yeni kampüsünün açılışıyla önemli bir ana tanıklık ettik. Öğrenci sayılarının artmasıyla da ülkelerimiz arasındaki duruma önemli katkıları olacaktır.

"Buradaki yerleşik Alman şirketlerinin mesleki eğitime katkı sağlayabileceklerini konuştuk. Özellikle ticari ve ekonomik ilişkilerimizi ortak bir komisyonun devamıyla katkı sağlayabileceğimizi söyledik. İkili konular kapsamında yine Alman vatandaşı olan ve yurt dışına çıkış yasağı bulunan vatandaşların durumlarında bir ilerleme kaydetmek için görüşmeye niyetli olduğumuzu ifade ettik. Türkiye burada görevli Alman gazetecilerinin akreditasyonlarının bir an önce verilmesi de konuştuğumuz konulardan biriydi.

"İdlib konusuyla ilgili de orada kaçmış olan insanların çadırlarda barındığını, maddi katkıda bulunmak için hazır olabileceğimizi ifade ettik.

"Yasadışı insan kaçakçılığıyla ilgili olarak Almanya'nın da bazı maddi destekleri olacak. Yine gümrük birliğinin modernizasyonu kapsamında daha da iyi olabileceğini söylediler.

"AB'de karar alabilmek için çoğunluk kararları gerekiyor. Suriye'deki siyasi konuları ele aldık. Siyasi olarak Anayasa komitesi başkanı Pedersen'in süreci devam ettirmesi gerektiğini düşündük. Bu tür gelişmelerin bu yılın ilk çeyreğinde devam etmesi gerektiğini konuştuk.

"Libya'da askeri komitenin tekrar bir araya gelmesi söz konusu. Artık kırılgan bir ateşkesin sağlam ve kalıcı bir ateşkese dönüşmesi için çaba harcanması gerekiyor. Sarraj'ın da sürece katkı sağlanması önemli.

"Çok kapsamlı konuları ele aldık, ikili konuların yanı sıra bölgesel ve stratejik konuları ele aldık. Bizim Türkiye'nin mülteciler konusunda sağladığı desteği takdir ettiğimizi ifade ettik. 3,5 milyon mülteciyi kabul etmenin ne kadar önemli bir çaba olduğunu takdir ediyorum.

İMZA TARTIŞMASI

Libya’da kalıcı ateşkes ve siyasi sürecin başlatılması amacıyla Almanya’nın başkenti Berlin’de düzenlenen Libya Konferansı Sonuç Bildirgesi’ne de değinen Erdoğan, Hafter’in tutumunu eleştirdi.

Almanya Başbakanı Angela Merkel, Hafter ile ilgili, “Bu 55 madde toplantıya katılanlar tarafından kabul edildi. Daha sonra BM Güvenlik Konseyi tarafından onaylanacak. Sayın Sarrac da ateşkesi kabul etti. Hafter sadece ateşkesi kabul etti ve askeri komite için isim bildirdi. İlk hedef aslında bu toplantının gerçekleşmesiydi” dedi.

ERDOĞAN: İMZA YOK

Bunun üzerine Erdoğan, “Sayın Şansölye kabul etti ancak imza koydu mu? İmza yok” diye tepki gösterdi. Erdoğan, “55 maddeyi sözde kabul etmek başka bir şey altına imza koymak başka bir şey. Hafter bu maddelerin altına imza koymamıştır. Hafter’in yarın ne yapacağı belli olmaz” dedi.

ERDOĞAN’I DOĞRULADI

Erdoğan’ın bu sözlerinden sonra Merkel bir düzeltmeye giderek, “Belki bir yanlış anlama söz konusu. Hafter de 55 maddeyi kabul ettiğini söylemedi, gerçekten sadece ateşkesi kabul etti. Moskova’da olduğu gibi imzalamadı. Bu konuda haklısınız. Moskova’dan imzalamadan ayrıldı” ifadelerini kullandı.