Okulların açılmasına kısa bir süre kala programına "seçmeli" dersleri alan Millî Eğitim Bakanlığı, din derslerini zorunlu hâle getirerek ders saatlerini artırdığı gerici bir uygulamaya daha imza attı.
Bakanlığın 30 Ağustos’ta yayımladığı Millî Eğitim Bakanlığı Tebliğler Dergisi’nde “Akademik Çalışmalar”, “İnsan, Toplum, Bilim”, “Din, Ahlak ve Değer”, “Kültür, Sanat ve Spor” kategorilerinde seçmeli dersler belirlendi.
Yeni programda öğrencilerin ilkokul, ortaokul ve ortaöğretimin 9. ve 10. sınıf seviyelerinde “insan toplum ve bilim”, “din, ahlak ve değer” ile “kültür, sanat ve spor” seçmeli ders gruplarından her bir gruptan en az birer ders, 11. ve 12. sınıf seviyelerinde ise “insan, toplum ve bilim”, “din, ahlak ve değer” ile “kültür, sanat ve spor” seçmeli ders gruplarının en az ikisindenbirer ders seçmeleri zorunlu tutularak ilkokul, ortaokul ve ortaöğretimin 9. ve 10. sınıf seviyelerindeki öğrencilerin din derslerini 'seçmeli ders' olarak alması zorunlu hâle getirildi.
2017’de yapılan değişiklikle ortaokullarda ve liselerde din kültürü ve ahlak bilgisi ders saatleri iki ders saati olarak belirlenip bazı temel derslerin saatleri düşürülürken haftada en az iki saat "din dersi" verilmesi zorunlu tutulmuştu.
Böylece din derslerinin saati ortaokullarda haftalık 4 saate, liselerde ise en az 3 saate çıkarıldı. MEB Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığı imzalı düzenlemeyle ortaokullarda birinci sınıfta 18 saat Arapça dersi verilebilmesinin de önü açıldı.
SENDİKALARDAN TEPKİ
Bakanlığın gerici düzenlemesinin ortaya çıkmasının ardından Eğitim-İş ve Eğitim-Sen birer açıklama yaptı.
Eğitim-İş Merkez Yönetim Kurulu’nun "Seçmeli Dersler Eğitimi Dinselleştirmenin Kılıfı Yapılamaz!” başlıklı açıklamasında iktidar ve Millî Eğitim Bakanlığı’nın eğitimi daha da gericileştirerek istediği, kindar ve dindar nesli yetiştirmek için çabaladığı belirtilirken “Halihazırda etik dışı uygulamalarıyla bu dersleri seçmeli değil ‘dayatmalı’ haline getiren, okul yöneticilerine 'din derslerini seçtirmeleri konusunda' her yıl usulsüz talimatlar veren MEB, bu kez bu dayatmayı daha sistemli hale getirmeye yönelik kritik bir adım atmıştır” denilerek düzenlemeye tepki gösterildi.
“Eğitimi biraz daha gericileştirecek olan, Cumhuriyet’in temel ilkesi olan Laiklik ile bariz aykırılıklar taşıyan bu düzenlemeler, eğitim emekçileri açısından da yeni mağduriyetlerin kapısını aralama tehlikesini barındırmaktadır” ifadelerine yer verilen açıklamada, okul yönetimlerinin seçmeli ders seçimlerini okul bünyelerindeki öğretmen kadrosunu dikkate alarak Mayıs ayında tamamladığından, düzenlemenin kaos yaratacağına da işaret edildi.
“Eğitimin tüm bileşenlerini mağdur edecek ve eğitimi daha niteliksiz, kaotik hale getirecek bu uygulamayı derhal iptal edin!” ifadeleriyle AKP iktidarına ve MEB’e çağrı yapılan açıklamada, sendikanın laik eğitimin savunucusu olarak konunun takipçisi olacağı belirtilerek “yaşanacak her mağduriyetin hesabını sonuna kadar soracağımızın altını çiziyoruz” denildi.
Eğitim-Sen tarafından yapılan açıklamada ise düzenlemeye imza atanların ve bu uygulamayı yaşama geçirenlerin anayasal bir suç işlediği vurgulanırken “Çocuk haklarını yok sayan, pedagojiyi görmezden gelen ve seçmeli dersi zorunlu tutacak kadar mantık sınırlarını zorlayanların tek tip toplum inşa etme arzularının karşısında yılmadan, sinmeden mücadele edecek ve bilimsel, laik eğitim mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğiz” denildi.
Açıklamada ayrıca “ÇEDES’e, karma eğitimi kaldırmaya yönelik adımlara, seçmeli din derslerinin zorunlu tutulmasına ve nihayet toplum mühendisliğine soyunarak eğitimi dinselleştirmeye yönelik uygulamalara hız veren siyasi iktidara karşı, toplumun tüm kesimlerini eşit yurttaşlık ve bilimsel eğitim mücadelemize güç vermeye çağırıyoruz” ifadeleriyle kamuoyuna çağrıda bulunuldu.
