BIST 100 10.219 DOLAR 32,21 EURO 34,86 ALTIN 2.444,47
13° İstanbul
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyon
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkari
  • Hatay
  • Isparta
  • İçel
  • İstanbul
  • İzmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce

Meral Akşener 6 belediye başkan adayını daha açıkladı

Meral Akşener 6 belediye başkan adayını daha açıkladı

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partisinin grup toplantısında konuştu. Akşener, 6 belediye başkan adayını daha açıkladı. Akşener daha önce de İzmir ve Eskişehir adaylarını açıklamıştı.

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partisinin grup toplantısında açıklamalarda bulundu. İYİ Parti lideri, Ahmet Orhan’ı Manisa Turgutlu İlçe Belediye Başkan adayı, Abdullah Aktuna’yı Manisa Ahmetli İlçe Belediye Başkan adayı, Emre Afacan’ı Antalya Döşemealtı İlçe Belediye Başkan adayı, Posta Gazetesi’nin sahibi Mehmet Ali Gürses Antalya Gündoğmuş Belediye Başkan adayı, Bülent Kara Giresun Tirebolu İlçe Belediye Başkan adayı, gazeteci yazar Yasin Topaloğlu'nu Kilis Belediye Başkan adayı olarak açıkladı.

Akşener'in konuşmasından satır başları:

-Türk Dünyası'nın, vazgeçilmez bir parçası olan, bu kadim coğrafyadan, böylesine kıymetli bir emaneti almış olmaktan, son derece mutluyum. Çünkü bugün, 8 Kasım.

-Çünkü bugün; Azerbaycan, Türkiye ve Türk Dünyası için, çok anlamlı bir gün. Bugün 44 gün süren, Karabağ Savaşı’nda Şuşa'nın alınmasıyla taçlanan, Milli Zafer Günü’nün, üçüncü yıldönümü. Biliyorsunuz savaşı sonlandıran anlaşma, 10 Kasım'da imzalanmıştı.
Play Video

-Ancak, Azerbaycan Cumhurbaşkanı Sayın İlham Aliyev'in, kararnamesi ile Zafer Günü, Şuşa'nın işgalden kurtarıldığı gün, olarak belirlendi.

10 KASIM MESAJI

-Çünkü 10 Kasım, Türkiye'nin büyük mateminin günüydü. İşte bu karar bile, iki kardeş halkın, aynı sevinci, aynı kederi paylaştığını ve sonsuza kadar sürecek birliğini, bir kez daha vurguluyor.

-Biz, İYİ Parti olarak Karabağ'ın özgürlük mücadelesinde, her zaman olduğu gibi, bundan sonra da, can Azerbaycan'ımızın yanında olacağız. Çünkü Karabağ, Azerbaycan'dır. Ve Azerbaycan da, büyük Türk milletinin, Kafkasya'daki izdüşümüdür.

“MUSTAFA KEMAL BİR UMUTTUR”

-Evet 2 gün sonra, 10 Kasım. Bu sene, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ümüzü, ebediyete uğurlayışımızın, 85'inci yılındayız. Değerli dava arkadaşlarım Mustafa Kemal, bir umuttur.

-Geçtiğimiz hafta, Cumhuriyetimizin, 100'üncü yılına erişmenin, verdiği mutlulukla hep birlikte, aynı duyguda buluşmuştuk. 10 Kasım'da da yine büyük Türk milleti olarak, tek yürek olacak, aynı duygudaşlığı paylaşacağız.

-Anıtkabir'in önündeki uzanan kuyruklarda, aynı vefayı hissederek, saygıyla dimdik duracağız. Çocuğu, genci, yaşlısı, fark etmeksizin aynı özlemi duyacağız. Saatler, 9'u 5 geçeyi gösterdiği anda, yüreğimizi sızlatan, aynı büyük hüzünle dolacağız.

-Ama, diğer yandan da siyasi hayatını, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ümüze, onun temsil ettiği değerlere ve bizlere bıraktığı kutlu mirasa, düşmanlık besleyerek sürdürenlerin, acizliklerine şahit olacağız.

-Ama ne yaparlarsa yapsınlar kalplerindeki hırsı, kini ve düşmanlığı, bize, dayatamayacaklar. Büyük Türk milletinin, gönlünde parlayan, bir çift mavi göze, gölge düşüremeyecekler. Her Türk gencinin, ruhunda, Mustafa Kemal'i yaşatmasına engel olamayacaklar.

EKONOMİ ELEŞTİRİSİ

-Enflasyonla olan acı mücadelesi, ne yazık ki, her geçen gün, daha da zorlaşarak devam ediyor. İktidar ise, icraatlarıyla daha doğrusu icraatsızlığıyla ekonomimizdeki krizi, adım adım derinleştirmeye, devam ediyor.

-Biliyorsunuz, yeni ekonomi yönetiminin, açıklamış olduğu, bir kalkınma programı hâlâ yok. Geçtiğimiz aylarda açıklanan, bir Orta Vadeli Plan var. Hatırlarsınız, daha önce, yine bu kürsüden onun da, aslında bir plan değil bir temenniler dizisi olduğunu söylemiştim.

-Enflasyonla olan acı mücadelesi, ne yazık ki, her geçen gün, daha da zorlaşarak devam ediyor. İktidar ise, icraatlarıyla daha doğrusu icraatsızlığıyla ekonomimizdeki krizi, adım adım derinleştirmeye, devam ediyor.

-Biliyorsunuz, yeni ekonomi yönetiminin, açıklamış olduğu, bir kalkınma programı hâlâ yok. Geçtiğimiz aylarda açıklanan, bir Orta Vadeli Plan var. Hatırlarsınız, daha önce, yine bu kürsüden onun da, aslında bir plan değil bir temenniler dizisi olduğunu söylemiştim.

-Nitekim zaman, yine bizi haklı çıkardı. İktidarın enflasyon temennisi, geçtiğimiz hafta, yeniden güncellendi. Merkez Bankası yüzde 58 olan, 2023 sonu enflasyon tahminini, yüzde 65'e çıkardı. Bakalım, yıl sonuna kadar, daha kaç kere, güncelleme gelecek?

-Bakalım, gelen güncellemeler milletimizin, sokakta hissettiği, gerçek enflasyona, sonunda yetişilebilecek mi? Değerli dava arkadaşlarım memlekette herkes, bir şekilde masraflarını kısıyor ama devleti yönetenler, inatla masraflarını kısmıyor.

-Milletimiz artık, enflasyona karşı, kemer sıkmaktan, nefes alamayacak hâle geldi ama, saraydaki zevkü sefa ortamı, tüm hızıyla sürüyor.

“EN BAŞTA GIDA FİYATLARININ ARTIŞINI GÖRÜYORUZ”

-Enflasyon rakamlarına, baktığımız zaman; en başta, gıda fiyatlarının artışını görüyoruz. Hâlbuki biz yıllardır; tarımın, gıda üretiminin ve gıdaya erişimin, ne kadar hayati olduğunu anlatıyoruz.

-Gıda güvenliğinin toplumların, ekonomik ve sosyal güvenliği için, en önemli faktörlerden, birisi olduğunu söylüyoruz. İktidar ise yıllardır, bu durumu anlamamakta, ısrar ediyor. Üstelik her geçen gün, tarım potansiyelimizi, daha da vasatlaştıran politikalarına, yenilerini ekliyor.

-En fazla sözü kesilen, parmak sallanan başkan benim ama Allah izin verirse o parmakların hepsini kıracağım. Biz bu eğri düzeni mutlaka değiştireceğiz.

-İsterse en yakınım, en güvendiğim olsun, bu ülkeye kazık atan herkesi silmezsem adımı değiştireceğim..

“KAZIK ATANI SİLMEZSEM ADIMI DEĞİŞTİRECEĞİM”

-En fazla naz edilen, sözü kesilen, parmak sallanan genel başkan benim. Ama Allah nasip ederse o parmakların hepsini tek tek kıracağım. Toprak bizde ama parayı başkaları kazanıyor. İklim bizde ama parayı başkaları kazanıyor. Su bizde ama paraları başkaları kazanıyor.

-Biz bu eğri düzeni mutlaka değiştireceğiz. İsterse en yakınım olsun, vallahi değiştireceğim, billahi değiştireceğim. Bu ülkeye kazık atan herkesi buradan silmezsem adımı değiştireceğim.

İSRAİL’İN GAZZE SALDIRILARI…

-Filistin'de, Netanyahu vahşeti, hız kesmeden devam ediyor. Filistinliler, âdeta bir ateş çemberinin içerisinde, sıkışmış durumda.

-Dünya ise, bu ateş çemberin etrafında, adeta dans ediyor. Bu zulmü yaşatanlar, bu zulme sebep olanlar ve bu zulümden siyaset üretenler resmen bir saadet zinciri oluşturdular. Ve maalesef, hala, ne insan haklarına, ne vicdana, ne de uluslararası hukuka uygun olarak atılan, herhangi somut adım yok.

-Birleşmiş Milletler'in Genel Sekreteri bile Katil Netanyahu'nun, Gazze'de sebep olduğu, mezalimin karşısında, sadece, “dehşete düştük” demekle yetiniyor. İnsan hakları ve savaş hukuku, göz göre göre, paspasa çevrilirken evler, okullar, camiler, hastaneler bombalanırken;

-Kadınlar, çocuklar, masum siviller katledilirken dünyanın göstermiş olduğu, bu vurdumduymazlık tarih kitaplarında, bir utanç vesikası olarak anılacak.

-Sadece bir haftada, ölen çocuk sayısı, 1700'den 4237'ye yükseldi. Basın kaynaklarına göre, 7 Ekim'den beri, Gazze'de, yaklaşık her 10 dakikada, bir çocuk öldürülüyor.

“NETANYAHU'NUN SAVAŞ SUÇLUSU İLAN EDİLMESİ İÇİN KAÇ ÇOCUK ÖLECEK”

Bu vahşetin, daha nesini tartışacağız? Gözü dönmüş, Netanyahu'nun, tüm dünyada, savaş suçlusu ilan edilmesi için, daha kaç çocuğun, ölmesi gerekiyor?

-Böyle bir vicdansızlık, böyle bir umursamazlık olabilir mi? Bugün, dünyada ne kadar ülke varsa, her birinin meclisinde, Netanyahu'nun, savaş suçlusu ilan edilmesi gerekiyor.

-Kendi ülkelerinde, bir terör saldırısı olduğunda, dünyayı ayağa kaldıran, batı ülkelerinin, 21'inci yüzyılın, en büyük katliamına, sessiz kalması 21'inci yüzyılda bile, haçlı zihniyetinden çıkamadıklarının bir kanıtıdır.

-Tüm dünyaya, özgürlük pazarlayan Amerika çocukların yaşama özgürlüğü bombalanırken, sesini çıkarmıyor. Paris'teki, terör saldırılarında 11 vatandaşını kaybedince, dünyayı ayağa kaldıran Fransa ölen, Filistinli çocuklar olduğunda 4237 çocuğun katili Netanyahu'ya, destek ziyareti yapıyor.

-Ve Netanyahu da, bu iki yüzlü desteklerin karşılığını daha çok bina yıkarak daha çok çocuk öldürerek, daha çok yeri işgal ederek ödüyor.

-Üzülerek görüyorum ki batı Hamas'ın terör eylemlerini odağına alıp; Netanyahu terörünü görmezden gelirken doğu ise Netanyahu terörünü odağına alıp sivilleri katledip, Netanyahu'ya açık çek veren Hamas'ı görmezden geliyor.

-Ancak Türkiye, batı ile doğunun, bu iki yüzlülüğü arasında, bir tercihe zorlanamaz. Türkiye, yalnız ve yalnızca dünyanın unutmuş gözüktüğü, vicdanın, hakkın ve adaletin tarafı olmalıdır.

-İsrail'le Filistin arasında, 80 yıldır süregelen bu çatışmanın çözümü Filistin'i Hamas'tan, İsrail'i de Netanyahu ve zihniyetinden arındırmaktır. Kalıcı bir barış inşa etmek için, Türkiye nefretten beslenenleri değil barış için çabalayanları desteklemelidir.

-Aziz milletim ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, geçtiğimiz günlerde, ülkemizi ziyaret etti. Ziyaret sonrasında, yapılan açıklamad bir nokta, özellikle dikkatimizi çekti.

-Deniyor ki Gazze’den sivillerin çıkarılması konusunda, farklı bölge ülkelerini, ziyaret etmişler ve önemli adımlar atılmış.

-Öncelikle şunu söylemek isterim Netanyahu'nun, Filistin'de yol açtığı mezalimin karşısında çözüm yolu, sivilleri bölgeden çıkartmak değil katil Netanyahu'yu, bir an önce durdurmaktır. Bu çok açık.

“GAZZE’DEN FİLİSTİNLİLER DEĞİL NETANYAHU ÇIKMALI”

-Amerika Birleşik Devletleri'nin de âdeta emir eri olan Netahyahu'yu durdurmaya, elbette gücü yeter. Yani kimse kimseyi boşuna, kandırmaya çalışmasın.

-Bir yandan kuzuyu yiyip, diğer yandan da, çobanla oturup, yas tutuyor-muş gibi yapan, bu iki yüzlülüğü, asla kabul etmiyoruz. Mezalim üzerinden, toprak genişletme peşine düşen, bu ahlaksızlığı, reddediyoruz.

-Türkiye olarak, şüphesiz ki, öncelikle, insani yardım ve ateşkes konusunda, gereken her adımı, atmak zorundayız.

-Ama Gazze'den çıkması gereken, masum Filistinliler değil katil Netanyahu'nun ta kendisidir. Bunu da asla unutmamalıyız.

-Eğer ki, Filistin davasına ihanet etmek istemiyorsanız, eğer ki, iki devletli çözüm önerinizde ciddiyseniz, eğer ki, garantör devlet olma fikrinde samimiyseniz, o zaman üzerine günlerdir, bomba yağan, Filistin halkının, bir de evlerinden, yurtlarından koparılmasına, müsaade etmezsiniz.