BIST 100 10.046 DOLAR 32,29 EURO 34,69 ALTIN 2.407,15
13° İstanbul
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyon
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkari
  • Hatay
  • Isparta
  • İçel
  • İstanbul
  • İzmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce

Nihal Bengisu Karaca isyan etti: Artık muhafazakar mahalle diye bir şey yok

Nihal Bengisu Karaca isyan etti: Artık muhafazakar mahalle diye bir şey yok

Gazeteci Nihal Bengisu Karaca, mahalle baskısına isyan etti. Karaca, ailesinin son üç yıldır sekter muhafızlar tarafından 'sıkıştırıldığını' söyledi. Karaca, "Artık muhafazakar mahalle diye de bir şey yok, 'Cumhur İttifakı tabanı' ve o tabana yaslanarak varolan bir zengin değnekçiler zümresi var." ifadelerini kullandı.

Bir dönem AKP'ye yakınlığıyla bilinen, ancak son dönemde iktidarı eleştiren tutumuyla öne çıkan ve son olarak altılı masanın adayını destekleyeceğini açıklayan gazeteci Nihal Bengisu Karaca, ailesinin "Neden kızınıza engel olamıyorsunuz?" diye üç yıldır sıkıştırıldığını söyledi.

"Annem ve babam bana hissettirmemeye çalıştılar ama ben kardeşlerimden duydum, babamın camide bile sıkıştırıldığını" diyen Karaca, Habertürk'te yayımlanan yazısında şunları kaydetti:

"Ana tema tahmin edilebileceği gibi, 'Neden eleştiriyor?', 'Neden Halk TV’ye çıktı?', 'Neden Selahattin Demirtaş için verilen AİHM kararına uyulması gerekir?' dedi, 'Neden Kılıçdaroğlu’nun helalleşme çıkışını bu kadar önemsedi?', 'Neden kızınıza engel olamıyorsunuz?

Bu çok bilmiş ahalinin dayatmasına maruz kalan kişi balık halinde levrek satan bir adam değil. Tıp doktoru, genel cerrahi profesörü. Hakkında 'Ensar ruhlu Muhacir' isminde bir kitap yazıldı ve kitap geçen yıl Türkiye Yazarlar Birliği tarafından ödül aldı.

'Sahip çıkmasını' istedikleri kişi olan ben de mutfakta patlıcan közlerken birden aklına esip yazar olmuş biri değilim. Başka çocuklar gibi evcilik oynamayıp eline geçen her şeyi okuyan bir çocuk olmaya karar verdiği günden beri kendi ağacını kendisi büyüten, hayatın önünde yaprak gibi sürüklenen biri değilim, kararlar alan tercihler yapan bir kadınım. 1993’ten beri medyadayım. Sinema yazarlığı , kültür eleştirmenliği derken, on beş yıldan fazla bir süredir politika yorumculuğu yapıyorum, bunlar bir yana 18 yaşında bir taze değil, evlilik çağına erişmiş bir yetişkin annesiyim.

'70 YAŞINDA ADAM, OLANLAR HALİYLE GÜCÜNE GİDİYOR'

Babam makul bir 'Erdoğan'cı olduğu için desteklediği siyaset çizgisini de savunuyor, beni de anlamaya çalışıyor. Ama 70 yaşında adam, olanlar haliyle gücüne gidiyor. Aslında biliyoruz.

'Mahalle' kavramının dayanışma, destek olma, koruma gibi olumlu fonksiyonları çoktandır buharlaştı, artık sadece denetleme ve sigaya çekme var. Artık muhafazakar mahalle diye de bir şey yok, 'Cumhur İttifakı tabanı' ve o tabana yaslanarak varolan bir zengin değnekçiler zümresi var.

'MAHALLE BASKISI SADECE AK PARTİ TABANINDA YOK'

Öte yandan mahalle baskısı sadece AK Parti tabanında yok, hatta şunu diyebilirim ki, muhafazakar dindar mahallenin en sekterlerinde bile, misal evvelden CHP çizgisinde olup sonradan AK Parti tarafına yaklaşanlara özel bir ihtimam vardır. Nitekim Erdoğan iktidarının ilk on yılından önceki zamanlarda kendisini eleştiren, 'muhtar bile olamaz' diyen kesimin gazetecilerini, yorumcularını da seyahatlerine, resepsiyonlara, programlara davet ederdi. AK Parti tabanından hiçbir kitle ya da grup da çıkıp 'Vaay bu adamın orada ne işi var!' diye köpürmezdi. Bu iş bir kuş ismiyle anılan (pelikan) çıkar grubunun Erdoğan’ı hem içerde hem dışarıda izole etmeyi hedefleyen lobi faaliyetleri nedeniyle değişti ve bozuldu.

Ancak sol ve katı laik mahallede öteden beri -hem de hala muhalefetteyken- varolan bir 'safları sık tutun da araya kaynak yapmasınlar' tavrı var.

'NE EVLERİ ALTINDAN NE DE ÇİTLERİ SAĞLAM'

Safları esnek bırakan kendi mahallelerinin demokratlarına da hayatı dar ediyorlar. Bu ayrıcalıklı olma vehminden ileri gelen özgüven kuru sıkı tabancalarıyla hayaletlere ateş etmek gibi gülünç, grotesk hallere girmelerine sebep oluyor. Sanki bahçe çitlerini aşıp evlerine akın etmeye çalışanlar varmış gibi davranıyorlar. Oysa ne temellük ettikleri fikirler kendilerinin, ne de insanlık adalet mefhumunu, güçler ayrılığı kavramını onlardan duydu. Ne evleri altından, ne de çitleri sağlam. (...)"