BIST 100 10.081 DOLAR 34,78 EURO 36,78 ALTIN 2.942,91
15° İstanbul
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyon
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkari
  • Hatay
  • Isparta
  • İçel
  • İstanbul
  • İzmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce

ODTÜ'nün deprem raporu ortaya çıktı

ODTÜ'nün deprem raporu ortaya çıktı

Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) Deprem Mühendisliği Araştırma Merkezi, 6 Şubat Kahramanmaraş depremleri ile ilgili ön değerlendirme raporunu açıkladı. Raporda 2000 sonrası inşa edilmiş bin binanın ya yıkıldığı ya da ağır hasar aldığı belirtildi.

Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) Deprem Mühendisliği Araştırma Merkezi, 6 Şubat Kahramanmaraş depremleri ile ilgili ön değerlendirme raporunu açıkladı.

Raporda, Kahramanmaraş depremleri, “son yüzyılın en büyük olmasa bile en yıkıcı depremleri” arasında gösterildi. Binaların performansının değerlendirildiği bölümde, Hatay, Kahramanmaraş, Gaziantep, Adıyaman ve Malatya illerinin faya yakınlıkları nedeniyle büyük hasar gördüğü kaydedildi.

Bölgedeki bina hasar dağılımı, sahadan elde edilen veriler doğrultusunda “2000 öncesi” ve “2000 sonrası” inşa edilmiş betonarme binalar olarak iki gruba ayrıldı. 2000 öncesi inşa edilen binalardaki ağır hasar ve göçmeye neden olan tipik eksiklikler “düz (nervürsüz demir) donatı kullanılması, yetersiz donatı detayı ve olası düşük beton dayanımı” şeklinde sıralandı. Ayrıca, “Zemin kattaki veya subasman seviyesi üzerindeki yumuşak kat mevcudiyeti (binanın katları arasındaki rijitliğin farklı olması), birçok binada göçmenin anahtar nedenlerinden biridir. Kısmi dolgu duvarlı ya da dolgu duvarsız zemin katların iş yeri olarak kullanılması, kolonlarda plastik mafsallaşma oluşmasına bağlı olarak ‘pancake’ tipi çökmenin (binaların üst katlarının alt katların üzerine çökerek yıkılması) sorumlusudur. Birçok bina kiriş-kolon birleşim bölgesi hasarına maruz kalmıştır. İlginç diğer bir hasar durumu ise, binanın yatay yükleri temele transfer edemeyerek devrilmesidir” tespitlerinde bulunuldu.

2000 sonrası inşa edilmiş betonarme binaların performansı için ise, “Yönetmeliklere göre tasarlandığı ve inşa edildiği farzedilen bu binalar eski tarihli binalara göre daha iyi performans göstermiştir. Ancak, 2002 sonrası inşa edilmiş 1000’den fazla bina, yönetmelikçe belirtilen performans hedeflerini ihlal ederek ya ağır hasar almış ya da tamamen yıkılmıştır. Görünen odur ki, bu önemli gözlem bu binaların tasarım ve inşaat kalitesine dair daha detaylı incelenmelerini gerektirmektedir” denildi.

Bölgedeki tünel kalıp binaların, bağ kirişlerinde ve dolgu duvarlarındaki bazı hasarlarla birlikte diğer bina türlerine göre çok daha iyi bir performans gösterdiği belirtilirken, bunun nedenleri de “genellikle kat alanının yüzde 2,5’undan fazla perde duvar alanı kullanılması, genellikle sıkı/sert zemin koşullarına sahip yerlerin seçilmesi, orta (4 ila 8) katlı yapıların inşa edilmesi” şeklinde sıralandı. Raporda, “Gözlemlenen bu performans, yüksek derecede deprem riski taşıyan bölgelerde inşa edilen binalarda belirgin orandaki perde duvar alanı kullanımına daha fazla güven sağlamıştır” denildi.