Ses Kocaeli İnternet Gazetesi İmtiyaz Sahibi Gazeteci Güngör Arslan, Kocaeli Büyükşehir Belediyesi'nin şaibeli ihalesini yazdıktan bir gün sonra 19 Şubat'ta ofisinde silahlı saldırıya uğramıştı. Saldırıda ağır yaralanan Arslan, ambulansla kaldırıldığı Kocaeli Devlet Hastanesi'ne yapılan müdahalelere rağmen kurtarılamamıştı.
Güngör Arslan'ın kızı Nazlıcan Arslan, babasının ölümünden 41 gün sonra Dünya Avukatlar Günü'nde Ses Kocaeli gazetesi internet sitesinde bir köşe yazısı kaleme aldı. Yazısında devam eden yargılama sürecindeki tutarsızlıkları dile getiren Arslan, yaşananlara tepki gösterdi.
'HEM EVLAT HEM DE GAZETECİ OLARAK DOSYAYA MÜDAHİL OLAMIYORUM'
Arslan yazısında; dava sürecine ilişkin bilgi almasının, dosyaya müdahil olmasının ve olaya ilişkin ifadesinde istediği şeyleri söylemesinin engellendiğini belirterek şunları söyledi:
Dosyadan en uzak tutulması gereken kişilerin bilgi sahibi olduğu ancak babası öldürülen kişi olan benim hiçbir bilgi sahibi olmadığım, olamadığım, oldurtulmadığım bir süreçten geçiyoruz.
Hem evlat, hem avukat hem de gazetecilik mutfağından geçen biri olarak hiçbir sıfatım ile dosyaya müdahil olamıyorum. İstemiyorlar belki de.
İfade vermek istiyorum, olay günü harici olan gidişat harici ifademe herhangi bir şey eklettiremiyorum, deyim yerindeyse bu ve bunun harici olan her şey ‘’dedikodu’’ sayılırmış.
Babası ile bu denli yakın olan, birlikteyken iki kişi değil tek kişi olan ‘’ben’’ ağzımdan her çıkacak cümle sizlere yol haritası olacak nitelikte. Ancak bunları dinleyip bir tutanak altına almaktansa olay günü ne oldu öncesinde tedirginlik var mıydı gibi absürt diyeceğim soruların cevapları benim ifademde yer aldı, yer almak zorunda bırakıldı.
Şimdi size soruyorum; babası öldürülen bir evladın, babasını en iyi arkadaşı olarak kabul eden bir kızın, bir avukatın, bir gazetecinin ya da her şeyden önce bir insanın ‘’bundan şüpheleniyorum’’ demesi dedikodu mudur?
Sanmam.
'OLAYDAN 1 AY ÖNCE TEHDİT ETTİ, TAKİPSİZLİK KARARI VERİLDİ'
Arslan, öldürülmesinden yaklaşık 1 ay önce babasını açıkça tehdit eden Necmi Bulut'a ilişkin şikayete "takipsizlik" kararı verildiğini belirterek "Şimdi size soruyorum, Güngör Arslan’ı vurdurtacağım demiş olan ve bunun 1 ay sonrasında silahla vurulmak suretiyle öldürülmüş biri varken bu şikayete, bu dosyaya nasıl takipsizlik kararı verebilirsiniz?" sözleriyle isyan etti.
Arslan, şu ifadeleri kullandı:
Necmi Bulut 15 Aralık 2021 tarihinde Kocaeli’de yayın yapan Kocaeli Zirve Gazetesi’ne verdiği bir demeçte Güngör Arslan’ı vurdurtacağını söylemiş ve bu gazete bunu yayınlamış.
Gözü ve kulağı her şeye kapalı olan babamın bu defa elini kolu bağlın oturmasına izin vermedim. Bir çocuğun elinden tutan velisi gibi elinden tutup adliyeye götürdüm.
Daha sonra Necmi Bulut bu şikayetimiz hakkında ifadeye çağırılmış. Ve babamın öldüğü gün olan 19 Şubat tarihinden hemen sonra bu şikayetimiz hakkında ‘’takipsizlik’’ kararı verilerek dosyamız kapatılmış. Takipsizlik kararı nedir diyecek olursanız kısaca bu şikayet hakkında elde tutulur herhangi bir şey olmadığı kanaatine varılmış ve rafa kaldırılmış diyebilirim.
Şimdi size soruyorum, Güngör Arslan’ı vurdurtacağım demiş olan ve bunun 1 ay sonrasında silahla vurulmak suretiyle öldürülmüş biri varken bu şikayete, bu dosyaya nasıl takipsizlik kararı verebilirsiniz? İlişiği vardı veya yoktur bunu henüz bilemiyorum. Ancak öldürülen bir gazeteci varken nasıl oluyor da alenen tehdit eden, bu tehdidini basın organına taşıyan kişi bu dosyaya katılmıyor, nasıl oluyor da alakasız gösteriliyor?
Üstüne üstlük…
Necmi Bulut, hakkında ifadeye çağırıldığı hakkındaki habere hemen basın kuruluşlarına açıklama yapıyor. 41 gündür Güngör Arslan’ın öldürüldüğü dosyada suskun olan Cumhuriyet Başsavcılığı, Necmi Bulut adına haberimizin ardından hemen bir açıklama yayınlıyor ve bunu tüm basına servis ediyor. Necmi Bulut’un bu yazıya aldırmak istediği erişim engeli kararını dakikalar içerisinde çıkartan Sulh Ceza Hakimliği, Güngör Arslan’ın öldürüldüğü dosyayı avukatımızın görme talebine, bu hakkın kanunda yer almasına rağmen cevap için günlerce bekletiyor.
Necmi Bulut, erişim engelleme kararı ile yetinmeyip bu haber hakkında şikayette bulunarak beni ifadeye çağırttırıyor ancak ben, babası 41 gün önce öldürülen gazetecinin kızı, en yakını, en iyi arkadaşı olmama karşın bu dosyada şüphelendiğim isimleri bırakın ifadelerinin alınmasını sağlamayı, dosyaya bile katamıyorum öyle mi?
'BİR ARSLAN ASLA PES ETMEZ'
Arslan, tüm yaşananlara rağmen hukuk mücadelesini kararlılıkla sürdüreceğini ve pes etmeyeceğini söyleyerek şunları dedi:
Yok öyle ya ma.
Bu oyunu kuralına göre oynayın. Adaletin bir an önce yerini bulabilmesi adına ya ilişiğiniz olduğu kadar bu dosyaya katılın ya da elinizi eteğinizi çekip nasıl bir ARSLAN gibi mücadele ettiğimi izleyin. Bir ARSLAN asla pes etmez bu da böyle biline.
Nazlıcan Arslan'ın köşe yazısına buradan ulaşabilirsiniz.
