BIST 100 10.219 DOLAR 32,21 EURO 34,86 ALTIN 2.444,47
16° İstanbul
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyon
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkari
  • Hatay
  • Isparta
  • İçel
  • İstanbul
  • İzmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce

Özdağ KRT ekranlarında konuştu: Kılıçdaroğlu ile yaptığımız görüşme verimli geçti

Özdağ KRT ekranlarında konuştu: Kılıçdaroğlu ile yaptığımız görüşme verimli geçti

Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, KRT TV'de açıklamalarda bulundu. Özdağ, Kılıçdaroğlu ile yaptığı görüşmenin verimli geçtiğini belirtirken "Türkiye bir değişim yaşamak zorunda. Bu bir ilkeli değişim olmalı." dedi.

Özdağ, 'Kılıçdaroğlu sağ olsun bizi dikkatle dinledi. Görüşmeden çıkan sonuçları partinin yetkili kurullarında değerlendiriyoruz' dedi.

Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ'ın KRT TV canlı yayınında yaptığı açıklamalar şu şekilde;

"Kılıçdaroğlu'nun yaptığı değerlendirmeleri partim ile paylaşacağım. Bu arada Sinan Bey ile görüşeceğiz program çıkışında. Biz sürekli iletişim içerisindeyiz.

HDP her şeyin belirleyicisi biz olacağız diyordu. Cumhuriyetin 100 yılında, cumhuriyeti yıkmayı hedefleyen bir yapının siyasette yer almasını içime sindiremedim.

İki ittifak oluştu. Biri Hüda-Par ile yaptı, biri HDP ile yaptı. Ne HDP ne Hüda-Par diyen bir kitle var. Biz olmasak bu kitle seçimlere gitmeyecekti. Biz oy bölmedik, biz iki ana ittifaktan oy aldık. Demokrasi bu değil.

Biz ilkelerimizi ortaya koyduk. Sorumluluk alırız. Özellikle çok iyi bildiğimiz konularda sorumluluk üstleniriz. Ama mesele önce politikalarımızın benimsenmesi. Taraflarla ortaklaşamazsak kimseyi desteklemeyiz.

Konuşmanın içeriğine dair bilgi paylaşmam doğru olmaz. Zafer Partisi'nin ortaya koyduğu belirli esaslar var. Bu politik yaklaşımdan kaynaklanan sorularımız vardı. Bu soruların hemen hepsini sayın Kılıçdaroğlu'na sorduk. O da cevaplarını verdi. Önce heyetler olarak, daha sonra sayın genel başkanla baş başa uzun bir değerlendirme yapma fırsatımız oldu. Bu arada Sinan Bey ile de programdan sonra görüşeceğiz. O da benim bilgim dahilinde Erdoğan ile görüştü. Sürekli iletişim halindeyiz.

Türkiye bir değişim yaşamak zorunda. Bu bir ilkeli değişim olmalı. Erdoğan gitsin ne olursa olsun demek olmaz. Bu saray rejimi değişsin, ama doğru şekilde. Bırakılan molozu kaldıracak bir anlayış ve kadro olmalı. HDP, Yeşil Sol geleneği şunu söylüyordu, her şey bizden sorulacak. Gerçekten istenilen olmadı. Öte yanda iki ittifak oluştu. Biri HÜDAPAR, diğeri HDP ile ittifak yaptı. Biz oyları bölmedik. Demokrasi bu değil mi? Demokratsanız Türk halkını iki seçenek arasında bırakmazsınız. Sinan Oğan aday olmasaydı birinci turda Erdoğan kazanırdı.

'Erdoğan dünya lideri' efsanesi kendi seçmeninde oturtmuş olmasına rağmen bu bir gerçek değil. Dünya ekonomisinin yüzde yarımını oluşturan ve küçülen bir ekonomi ile dünya lideri olamazsınız. 600 milyar dolar borcunuz varsa dünya lideri olamazsınız, Rusya’ya gidip ayakta bekletilirseniz, Rahip Brunson için ‘bu ten bu bedende’ deyip bırakırsanız dünya lideri olamazsınız. Trump’ın yazdığı mektup ortadaysa dünya lideri olamazsınız. Nükleer silahınız yoksa dünya lideri olamazsınız. Bunlar gerçekler.

"BÖYLE DÜNYA LİDERİ OLMAZ"

Günlük siyaset içinde değerlendirmeyelim. Bundan 100 yıl sonra bir zamanlar Amerikan devlet başkanının, Türk cumhurbaşkanına yazdığı mektup olarak okutulacak. Bundan 150 sene sonra gelen nesiller kızgınlık ve utanç duygusu hissedecekler. Özetle neresinden bakarsanız bakın Türk dış politikasının gelmiş olduğu noktanın başka dilde izahıdır.

"BİZ İLKELERİMİZİ ORTAYA KOYDUK"

'Bu pazarlık mı yapıyor' ifadesini bize yönelik psikolojik operasyon olarak kullandılar. Bunun hiç adil olmadığını düşünüyorum. Millet İttifakı'nı oluşturanlar aylarca pazarlık yaptılar. Buna bir şey söylemeyenler bizim yapmış olduğumuz pazarlığı konuşuyorlar. HDP'ye ne verdiniz HÜDAPAR'a ne verdiniz. Biz bunları soruyoruz. Anayasa'nın ilk 4 maddesi değişmez bizim için. 66. madde değişmez. FETÖ, PKK ile mücadele edilecek. Sığınmacılar vatanlarına yollanacak. Bunun pazarlığını yapıyoruz. Makam mevki pazarlığı yapmıyoruz. Biz ilkelerimizi ortaya koyduk. Bu ilkeler çerçevesinde başından beri siyasetimizi gerçekleştiriyoruz. Sorumluluk alırız. Özellikle çok iyi bildiğimiz konularda sorumluluk üstleniriz. Buna da hazırız. Ama mesele önce politikalarımızın benimsenmesi.

"UYARILARIMIZA RAĞMEN GEREKEN HASSASİYETİ GÖRMEDİK"

Bu ülkede yüz binlerce sığınmacı oy kullandı. Afganistan'da doğmuş Türk vatandaşı Dubai'de yaşıyor, Türkiye'deki seçimlerde oy kullandı. Uyarılarımıza rağmen gereken hassasiyeti görmedik. Özetle eğer sığınmacılar meselesi biz olmasaydık siyasete taşınmayacaktı. Topluma nasıl entegre edilecekleri konuşulacaktı. Sığınmacılar konusunda CHP ve muhalefet çok geç kaldı.

Bu seçimlerden AK Parti başarılı çıkmadı. CHP de başarılı çıkmadı. Bu kadar kötü bir iktidar olmasına rağmen yüzde 25'te kaldı. Bunu tek başlarına da almadılar. İYİ Parti kurulduktan 7 ay sonra girdiği seçimden 9,9 aldı. Şimdi bunca masrafa rağmen 9,7. CHP'nin, AK Parti'nin oylarında düşüş var. İYİ Parti'de, Yeşil Sol'da da düşüş var. Benim tahminim Millet İttifakı'nın Meclis'te daha büyük oy alacağını düşünüyordum."

"ORTAYA YÖNETİLEMEZ KORKUNÇ BİR ENKAZ ÇIKMIŞ DURUMDA"

Ortaya yönetilemez korkunç bir enkaz çıkmış durumda. Bunu Cumhurbaşkanı olursa eğer Kemal Bey'in yönetmesi daha da zor. Parlamentoda Cumhur İttifakı'nın çoğunluğu olacak. 20 yıldan beri devletten uzak bir kadro gelecek, devleti tanımaya çalışacak, AKP'nin yıkımını tanımaya çalışacak, belli bir süre geçecek. Bu arada AKP şu propagandayı yapacak: "Biz gitmeseydik bunlar olmazdı." Türkiye, bu krizi daha derin yaşayacak. Parlamentoda bir defa eğer Cumhur İttifakı kazanırsa sorumluyu biliyoruz. 21 yıldır yapanın kucağında kalacak. Yerel seçimlerde tekrar Türk halkı tarafından değerlendirilecek."