BIST 100 10.277 DOLAR 32,35 EURO 34,85 ALTIN 2.390,49
17° İstanbul
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyon
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkari
  • Hatay
  • Isparta
  • İçel
  • İstanbul
  • İzmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce

İmamoğlu: Binali Yıldırım'dan daha memnundum

İmamoğlu: Binali Yıldırım'dan daha memnundum

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Sancaktepe Buluşmasında yaptığı konuşmasında, “Ben, 2019’daki rakibim, Sayın Binali Yıldırım'dan daha memnundum. Şimdiki rakibim, biraz sıkıntı çekecek dedim, ama daha ilk günlerde bile su kaynattı. Niye böyle söylüyorum? Çünkü, şimdiden birtakım iftiralar uydurmaya başlamış" dedi.

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Çekmeköy’ün ardından günün ikinci halk buluşmasını, komşu ilçe Sancaktepe’de yaptı. İmamoğlu, halk buluşması öncesinde, CHP Sancaktepe Belediye Başkan adayı Alper Yeğin ile birlikte esnaf ziyaretleri gerçekleştirdi.

Abdurrahman Gazi Mahallesi’ndeki Samandıra Saat Kulesi çevresindeki esnafla ve vatandaşlarla bir araya gelen İmamoğlu ve Yeğin, yurttaşların ilgi odağı oldu. Bir çay ocağı önünde soluklanan İmamoğlu, çevrede bulunan vatandaşların sorunlarını dinleyip, taleplerini aldı.

İmamoğlu, börekçi esnafın isteğini kırmadı ve Kastamonu kır pidesi servisi yaptı. Yoğun ilgi altında esnafı gezen İmamoğlu, saat kulesinin bulunduğu meydana konumlanan DEVA, CHP, AK artiP, İYİ Parti ve Saadet Partisi stantlarını da ziyaret edip, başarı dileklerini iletti.

“1 Nisan’da hepimiz komşuyuz, hepimiz arkadaşız”

AK Parti standındaki partililer ile İmamoğlu arasında ilginç bir, “üye” diyaloğu yaşandı. AK Parti Sancaktepe Gençlik Kolları Başkanı Emrah Albayrak, İmamoğlu’na seçim broşürlerini verirken, bir başka partili de İBB Başkanı’na, “Başkanım, üye yapabiliriz istiyorsanız” teklifinde bulundu. İmamoğlu’nun AK Parti üyesi vatandaşa yanıtı, “Beni mi üye yapacaksınız? Ne kadar istiyorsunuz beni ya” oldu. Bu sözlerin sonunda AK Partili vatandaşa sarılan İmamoğlu, “Her şey ötesinde sulh içinde, barış içinde bir seçim ortamı olsun. Kimsenin burnu kanamasın, kimsenin gönlü kırılmasın. Fikirler yarışsın. İnsanlar birbirinin hakkında eleştiri yapabilir, döneri yapabilir. Ama günün sonunda, 1 Nisan’da hepimiz komşuyuz, hepimiz arkadaşız, hepimiz akrabayız. Aynı ailede farklı oylar veren insanlar var. Onun için herkesi Allah yardımcısı olsun. Allah utandırmasın” temennisinde bulun

Esnaf ziyareti sırasında İmamoğlu’yla selamlaşan bir vatandaş, “Başkan, AK Parti’ye oy veriyorum. Kızım sizi çok seviyor, dersaneden geliyor. Resim çekilecekmiş seninle” dedi. İmamoğlu’nun vatandaşa yanıtı, “Tamam, tamam. Daha buradayım. 10 dakikaya gelir mi” oldu. Vatandaş da İmamoğlu’na, “3 dakikaya burada inşallah” şeklinde karşılık verdi. Vatandaşın kızı, 8. sınıf öğrencisi Yağmur, esnaf ziyareti sırasında yakaladığı İmamoğlu’na sarıldı. Yağmur’la fotoğraf çektiren İmamoğlu, yardımcılarından genç öğrenciye İBB kitaplarından bir seçki ulaştırmaları talimatını verdi ve “Çok güzel bir liseye gir, sonra çok güzel bir üniversite oku. İleride belki İstanbul’u sen yönetirsin” temennisinde bulundu.

Yaklaşık 2 saat boyunca esnafı gezen ve vatandaşlarlaVsohbetler gerçekleştiren İmamoğlu ve Yeğin, “Sancaktepe Sarıgazi Halk Buluşması”nda coşkulu bir kalabalık tarafından karşılandı. Vatandaşlar, seçim otobüsünün arkasında kalan bölümü de doldurarak, İmamoğlu ve Yeğin’e sevgi gösterilerinde bulundu. Halk buluşmasında İmamoğlu ve Yeğin’e, CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik ile CHP milletvekilleri Suat Özçağdaş, Ali Gökçek de eşlik etti.

İmamoğlu konuşmasında şunları söyledi:

Beylikdüzü Belediye Başkanlığı yaptığımda, beş senede ilçemde bir kez bile Büyükşehir Belediye Başkanı’nı görmedim. Allah şahit, görmedim. İki-üç defa gelmişse de beni davet etmediler. Ben, bu beş yıl içerisinde her ilçeye 20 defa, 15 defa, 30 defa gittim. Hem gittim hem de seçilen belediye başkanına demokrasi gereği saygı gösterdim. Nereye gidiyorsam davet ettim. Hangi açılışı yapıyorsam davet ettim. Ben bu açılışlara giderken ya da temel atmalara giderken, Allah aşkına bir partinin töreni mi yapıyorum? Hayır. Belediyenin. Belediye kimin? Milletin. Onun için, her defasında davet ettim. Belki bir-iki defa gelmiş olabilir Sayın Belediye Başkanı. Onun dışında gelmediler. Çünkü alışık değiller. Benim neredeyse görev sürem dolmak üzere. Hiç davet edilmedim biliyor musunuz İstanbul'daki törenlerine. Hatta parasını İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin ödediği metro açılışlarına bile davet edilmedim.

Ben bu şikayeti sıklıkla yaptım ya hani; son günlerinde akılları başına geldi diyeceğim. Bu sefer beni ilk kez; Sirkeci-Kazlıçeşme raylı sistemler açılışına Ulaştırma Bakanı tarafından davet edildim. Vallahi teşekkür ediyorum kendisine. Peki şimdi ben ne yapacağım? Pazartesi oraya gideceğim. Pazartesi niye gideceğim biliyor musunuz? Bakın bu ülkede bazı alışkanlıkları böyle yapa yapa değiştireceğiz. Şunun için gideceğim o açılışa: O bakanlık, o makamlar; onlar kadar benim kardeşim, benim. Benim makamım, İstanbul Büyükşehir Belediyesi, benim kadar onların. Bunu onlara öğretene kadar, bunu her yerde anlatacağım.

"Milletin evlatlarıyla İstanbul'u yönetiyoruz"

Eğer sen dürüstsen, sen aklı ve bilimi masandan ayırmıyorsan, iyi insansan… Benim anneciğimin güzel bir duası var. Bana diyor ki benim annem, ‘Uşağım, Allah'ım seni güzel insanlarla buluştursun.’ Bütün evlatlar, güzel insanlarla buluşsun. Benim annemin duası, Allah'ıma şükür hep karşıma geliyor. Ben iyi insanlarla buluşup, onlarla yürüyorum. Onlar benim önüme düzgün işler getiriyor. Milletin evlatlarıyla İstanbul'u yönetiyoruz. O milletin evlatları dediğim ne biliyor musunuz? O milletin evlatları dediğim, sizin evlatlarınız. Benim eşim dostum değil, akrabam değil. Vallahi damadın da değil, oğlum da değil, kızım da değil. Milletin evlatları, milletin. Çünkü benim makamım, milletin makamı. Milletin bana emaneti olan makam.

Açık söyleyeyim; ben bu seçimde daha güçlü bir yarış beklerdim. Daha güçlü bir performans beklerdim. Ama ne yazık ki olmuyor. Hatırlayın. Bunlara ben ne demiştim? 2019’u hatırlayın. İlk seçimi kazandık mı? Ne yaptılar? Seçimi elimizden almaya kalktılar değil mi? O dönemde, 18 gün İstanbul'u yönetirken bile demiştim ki, ‘Bunları 18 günde çıldırttım. Beş yılda, size söz, bunları deli edeceğim’ demiştim, deli. Ve ne oldu biliyor musunuz? Dediğim oldu. Vallahi billahi dediğim oldu. Adamlar, beş yıl boyunca, sabah kalktılar Ekrem İmamoğlu, akşam yattılar Ekrem İmamoğlu. Yok, sözümü geri alıyorum. Vallahi bir tanesi… Muhtemelen her akşam rüyasına da giriyorum. Vallahi öyle. Muhtemelen rüyasına da giriyorum. Yahu nedir benimle derdiniz? Ne Allah aşkına? Ben İstanbul'da işini yapmaya çalışan, hizmet etmeye çalışan bir insanım. Kaldı ki, yok birbirimizden farkımız. Yok.

"Rakibim şimdiden birtakım iftiralar uydurmaya başlamış"

Bugün Sancaktepe'de beraber gezerken, Alper Başkanımla birlikte gittik, AK Parti standına uğradık. Oradaki de benim hemşehrim. O da benim komşum. Ya belki akrabam. Hepimizin akrabaları da başka partiye oy veriyor. Bu partiye veriyor. O partiye veriyor. Yahu niye ayrıştıracağım? Gittim, ellerini sıktım. Oradaki hemşehrim dedi ki, ‘Gel seni üye yapalım.’ Dedim, ‘Ya beni ne kadar seviyorsunuz. Allah razı olsun sizden’ dedim. Şimdi bunu niye anlattım? Bizim yüreğimiz bu kadar zengin. Ama söyleyeyim; Ben, 2019’daki rakibim, -kulakları çınlasın- Sayın Binali Yıldırım'dan daha memnundum. Şimdiki rakibim, dedim yani biraz sıkıntı çekecek, ama daha ilk günlerde bile su kaynattı, söyleyeyim. Açık ve net. Niye böyle söylüyorum? Çünkü, şimdiden birtakım iftiralar uydurmaya başlamış. Hemen bunlar sıkışınca ne yapıyorlar? Herkesin milli duygularını sorgulamaya çalışıyorlar. Yaptılar ya bunu. Bir de bazen, utanmadan inancını sorgulamaya çalışıyorlar. Ben hep ne diyorum biliyor musunuz? Benim Türkiye Cumhuriyeti'nde, 86 milyon vatandaşımın içinden bir Allah’ın kulunun inancını da sorgulama hakkım yok, milli duygularını da sorgulama hakkım yok.

"Bunlar daha azıtacaklar, biliyorum"

Ben size bir şey daha diyeyim mi? Benim vatanıma, milletime, bayrağıma, atama, dedeme, nineme, Atatürk'üme olan tutkumu sorgulayacak adam, anasının karnından doğmadı. İşine bak sen. Onun için su kaynattı, onun için. Daha başka bir şey söyleyeyim. Çünkü bunlar, daha azıtacaklar biliyorum. Önden bunu söyleyelim de herkes haddini bilecek. Daha ilerisine gideyim. İnanç, Allah'la kul arasında. Yaradan, bize öyle güzel bir din vermiş ki, kimse kimsenin inancını ölçemez. Kimse kimsenin inancını yorumlayamaz bile. Benimle Yaradan arasında. Ben, bir tek Yaradan’a sığınırım. Ben, bir tek Yaradan’a sığınır, bir tek Yaradan’dan korkarım. Allah'ın kulundan korkmam. Benim inancımı sorgulayacak, benim inancımı yorumlayacak Allah'ın kulu, anasının karnından doğmadı kardeşim. İşine baksın. Dolayısıyla, bu kötü sözlere inanmayın. Bu kötü sözlerle muhatap olmayın. O kötü sözlerle ilgilenmeyin.

"Ne demişti sayın Cumhurbaşkanı? Binali mi, Sisi mi?"

Niye ilgilenmeyin biliyor musunuz? Bunlar, U dönüşünü seviyorlar. Hatırlıyor musunuz, 2019’da ne olmuştu? Ne demişti Sayın Cumhurbaşkanı? Hatırlıyor musunuz? ‘Binali mi, Sisi mi?’ Güya Sisi, ben. Ya 14 Şubat'ta, hem de Sevgililer Günü'nde, gözlerinin içine baka baka Mısır'da yanına, ayağına gitmedi mi? Gitti. Herhalde bana oy verecek, söyleyeyim. Herhalde Öyle düşünüyorum. Öyle değil mi? Şimdi bakın, işin şakası bir yana, bu işin, bu dilin, bu siyasetin bu milletin gündeminde yeri yok. Ha şunu söyleyeyim; eğer saygıdeğer Sisi Türkiye'ye gelmek isterse, ben onu İstanbul'da ağırlarım, Bu arada şunu söyleyeyim: Bu şehir, bu güzel İstanbul, bu güzel memleket, bu güzel devlet, bu güzel millet bu tavrı, bu ikircikli konuşmaları hak etmiyor. Benim güzel çocuklarımın, benim güzel gençlerimin, benim güzel insanlarım bu tarz yaklaşımı hak etmiyor.

"Biz bunlara pabuç bırakmayız kardeşim"

Neyi hak ediyor? Kütüphaneyi hak ediyor. Neyi hak ediyor? Metroyu hak ediyor. Niye hak ediyor? Yeşil alanı hak ediyor? Yurdu, bursu, kursu, ders atölyelerini hak ediyor. Daha güzel yeşil alanları, kent meydanlarını, daha kaliteli yaşamı hak ediyor. Ama üç haneli enflasyonu hak etmiyor. Hiçbir işe yaramayan emekli maaşını hak etmiyor. Dar gelirlinin sıfıra inmiş, tükenmiş maaşını bu millet hak etmiyor. Yüksek faizi, yüksek enflasyonu, yüksek maliyet artışlarını bu millet hak etmiyor. Onun için ben ne diyorum onlara biliyor musunuz? İşinize bakın. İşinizi yapın. Sizin işiniz ekonomiyi yönetmek. Ekonomiyi batırdınız. Bunlar sıkıştılar mı, hemen başka şeylere başvururlar. Sıkıştılar mı, hemen başka problemleri yaratmaya çalışırlar. İnsanları kötülemeye çalışırlar. Ama söyleyeyim; biz bunlara pabuç bırakmayız kardeşim. Bu millet haklının, hukuku koruyanın, adil olanın yanındadır. Biz hak, hukuk, adaletten asla vazgeçmeyeceğiz. Asla vazgeçmeyeceğiz”