BIST 100 10.219 DOLAR 32,21 EURO 34,86 ALTIN 2.444,47
15° İstanbul
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyon
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkari
  • Hatay
  • Isparta
  • İçel
  • İstanbul
  • İzmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce

Özgür Özel: Emeklinin hakkı için Erdoğan ile sonuna kadar kavga edeceğim

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, Edirne-Keşan'da konuştu. Özel, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan için "Onunla kavga edeceğim. Ama kimlik siyaseti üzerinden değil, onun belirlediği çatışma alanlarından değil. Ben çiftçinin, üreticinin, emeklinin, emekçinin hakkı için onunla sonuna kadar kavga edeceğim” dedi.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, Edirne-Keşan'da halk buluşması programında konuştu.

Özel’in konuşmasından satır başları şöyle:

“Çok önemli bir tarım kenti olan Keşan’dayız. Ama görüyoruz ki her tarafta ellerindeki dövizlerle herkes çeşitli sıkıntıları dile getiriyor. Özellikle çiftçilerin derdi boyunu aşmış durumda.

Bugün Edirne’deyiz. Edirne’de Türkiye’nin 5. ili baştan sıralamada. Keşke en iyi noktalarda baştan 5. olsaydı. Tarım alanları en çok ipotek edilen 5. il. Burada her 4 tapudan 1 tanesi bankalar tarafından ipotek edilmiş ve ödenmesi sıkıntıdaki tarım kredileri yüzünden elden çıkmak üzere.

Türkiye Ziraat Odaları Birliği’nin yapmış olduğu çalışmaya göre, bu sene Türkiye’de tarladan markete ürün fiyatlarında ortalama yüzde 69’luk bir artış var. 2023 yılında tarım Türkiye’de küçülen tek sektör. 2020’de de küçüldü, 2021’de de küçüldü, 2023’te de küçülen tek sektör. Ha Türkiye büyüyor mu? Çok büyük bir kriz yaşadığı için bu sene yüzde 4 büyüyor diye övünüyorlar ama bu sene bile tarım sektörü büyümüyor küçülüyor. Öyle olunca çifti büyük bir borç batağının içinde. Sadece geçen seneye göre bu sene çiftçinin bankalara olan borcu yüzde 88 artmış durumda. Diğer taraftan üretim maliyetleri 2 ila 3 kat arasında artmış durumda. Recep Tayyip Erdoğan en son oy istediğinde 28 Mayıs 2023 günü bundan daha 10 ay önce oy istediğinde o gün mazot 19 liraydı bugün mazot 42 lira. Yüzde 106 mazot girdisi artmış durumda.

Tarım yasasına göre hükümetin gayri safi milli hasılanın, milli gelirin yüzde 1’ini teşvik olarak çiftçilere dağıtması gerekiyor. O parayı dağıttığı takdirde ödemesi gereken tutar 263 milyar lira. Ama o bu sene 85 milyar lira teşvik ödedi. Yani aradaki 178 milyar TL çiftçiye verilecekken verilmedi. Peki nereye verildi? Kur korumalı mevduat var ya, zenginlere ‘sen paranı döviz yapma, TL’de tut, faizi al cebine koy, dolar yükselirse zararı biz karşılarız’ demişlerdi. Kim? Keşanlılar, Edirneliler, çiftçiler, esnaflar, memurlar, emekliler, hatta işsizler… Hepimizin hazinesinden parasına para katmak isteyenlere 152 milyar sadece hazineden, bir de bunun Merkez Bankası var. 152 milyar TL’yi buldular. Ya da otoyolları, köprüleri yapan müteahhitler var, geçiş garantisi var. ‘geçse de para verelim geçmese de para verelim’ diyorlar. Onlara ödeyecek parayı da buldular. Onlara da 162 milyar lira para ödediler. Ama çiftçinin 178 milyar lirasını hiç ettiler. Bu şartlar altında tarımın çökmesi, çiftçinin tükenmesi, ipotekteki tarlaların Denibank’ların, Finansbank’ların, Yunan sermayeli bankaların, İsrail sermayeli bankaların ellerine geçmesi işin olağan akışı gibi oldu artık.

Bu memlekette 1 metrekare toprak vermemek için Çanakkale’de 100 binler şehit oldu ama Edirne’nin 4’te 1’ini Yunan bankası tek kurşun atmadan, tek asker yollamadan, hiçbir emek harcamadan Edirnelilerin elinden almak üzere. Biz bu istilaya, bu işbirliğine, çiftçimizin bu kadar mağdur edilmesine isyan ediyoruz, bunun hesabını Recep Tayyip Erdoğan’dan sandıkta soracağız.

Pazarda yangın var, cüzdanda yangın var, mutfakta yangın var… Bak bu genç kardeşim ‘Bu yangın üflemekle sönmez sandıkta söner’ yazmış. Sandıkta bu yangını söndürecek miyiz? Başka çaresi yok.

Edirne emeklisi de çok olan bir kent. Yüzde 80 yüzde 70 emekli ve çok önemli bir kısmı en düşük emekli maaşını alıyor. Kaç para? 10 bin lira veriyorlar. Bu en düşük emekli maaşı ilk çıktığında daha doğrusu AKP ilk iktidara geldiğinde 3 Kasım 2002 günü en düşük emekli maaşı 1,5 asgari ücretti. Bugün asgari ücret 17 bin lira yani kaba taslak hesaplarsak bugün 26 bin lira olması gerekirdi. 3 Kasım 2002’de Tayyip Erdoğan geldiğinde en düşük emekli maaşı kuyumcuda 8 çeyrek altın alıyordu. Bugün en düşük emekli maaşı 2,5 çeyrek altın alıyor. Yani toplam 5,5 çeyrek altın emeklinin cebinden Tayyip Erdoğan tarafından çalınmıştır.

Tayyip Erdoğan benimle kavga etmek istiyor. Her gün bir iftira, bir hakaret. Her mala zam zam zam yapıyor. Dönüyor bize ‘DEM DEM DEM’ deyip kavga etmeye çalışıyor. Dünya kadar yalan, dünya kadar iftira ama ona söyledim, ‘çok istiyorsan seninle kavga edeceğim’ dedim. Onunla kavga edeceğim. Ama kimlik siyaseti üzerinden değil, onun belirlediği çatışma alanlarından değil. Ben çiftçinin, üreticinin, emeklinin, emekçinin hakkı için onunla sonuna kadar kavga edeceğim. Bizi başka kavgaya çekip de emeklinin çektiklerini unutturamaz. “