BIST 100 9.916 DOLAR 32,44 EURO 34,74 ALTIN 2.438,67
14° İstanbul
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyon
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkari
  • Hatay
  • Isparta
  • İçel
  • İstanbul
  • İzmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce

TMMOB: Rant politikaları felaketlerin boyutunu artırıyor

TMMOB: Rant politikaları felaketlerin boyutunu artırıyor

TMMOB’tan yapılan yazılı açıklamada “Yok edilen orman alanları, bilinçsizce müdahale edilen dere yatakları ve kıyılar yaşadığımız felaketlerin temel nedenidir. Sorumlu da yağmur suları değil, hükümet ve yerel yönetimlerdir” ifadeleri kullanıldı.

Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) İstanbul İl Koordinasyon Kurulu tarafından yapılan açıklamada, şehirdeki altyapı eksikliğinin taşkınlığa sebep olduğu belirtiliyor.

İstanbul’daki kent yapılaşmasının betonlaşma üzerine oluşturulduğu belirtilen açıklamada şu ifadeler kullanılıyor:

“Yeşil alanların hızla ve bütünüyle yapılaşmaya açılması, kent ormanlarının yok edilmesi şehirlerimizin doğal dokusunu ortadan kaldırmıştır. Doğayla barışık olmayan bu kentsel yapılaşma nedeniyle, yağış ve yüzey suları toprak tarafından emilememekte, hızla akışa geçerek sellere neden olmaktadır.

“SORUMLU YAĞMUR SULARI DEĞİL, YÖNETİMDİR”

İstanbul’u teslim alan bu rant politikaları, suların doğal akış yolları olan dere yataklarının ve taşkın alanlarının bile yapılaşmaya açılmasına neden olarak, felaketin boyutlarını daha da artırmaktadır. Plansız ve çarpık kentleşme, tarım arazileri üzerine kurulan yerleşim yerleri, yok edilen orman alanları, bilinçsizce müdahale edilen dere yatakları ve kıyılar yaşadığımız felaketlerin temel nedenidir. Sorumlu da yağmur suları değil, hükümet ve yerel yönetimlerdir.

Özellikle AKP iktidarının hem seçim hem de ‘övünç’ projeleri olan Başakşehir Çam Sakura Şehir Hastanesi, Kayaşehir Metrosu, Yeni Havalimanı gibi yerlerde de su baskınlarının yaşanması bu durumun en acı göstergelerinden biridir.

“ÇAM SAKURA HASTANESİ TAŞKIN KORUMA ALANI İÇERİSİNDE YER ALIYOR”

Başakşehir Çam Sakura Şehir Hastanesi taşkın koruma geliştirme alanı içerisinde yer almaktadır. Menekşe ve Hasanoğlu dereleri hastane sahasının sırasıyla doğru ve batısında yer almaktadır. TMMOB olarak dere yatağı ve havza alanı içerisinde yer alan hastane projesi ile ilgili uyarılarımızı birçok kez dile getirdik.

Aynı şekilde İstanbul Havalimanı ile ilgili birçok teknik rapor ve açıklama yayınladık. İstanbul Havalimanı proje sahasının, İstanbul’a kullanım suyunun büyük bir kısmını sağlayan Terkos Barajının orta ve uzun mesafe koruma alanları ve su havzaları içinde kaldığını belirttik.

“KAMUSAL ALANLARIMIZ RANTÇI ANLAYIŞLA YOK EDİLİYOR”

Plansızlığın yol açtığı felaketlere, iktidar eliyle üretilen mega projeler zemin hazırlamakta ve kamusal alanlarımız da bu rantçı anlayışla yok edilmektedir.

Yıllardır AKP İktidarının ve yerel yönetimlerin, şehirlerin gelişimi konusunda almış olduğu kararların büyük bir kısmı TMMOB tarafından kabul edilemez olarak nitelendirilmiştir. TMMOB, temelini bilimden almayan ve kamu yararı gözetmeyen hiçbir kararı onaylamamaktadır. Bugün yaşanan durum şehir ve ülke yöneticilerinin mühendislik-mimarlık ve şehir plancılığı meslekleriyle bağdaşmayan tutumlarını gözler önüne sermektedir. Yine bugün gelinen durum ve halkın yaşadığı olumsuz koşulların düzenli olarak tekrar ediyor oluşu TMMOB’nin yöneticilere olan eleştirilerinde haklı olduğunu kanıtlamaktadır.

“BU ANLAYIŞ DERHAL SONA ERDİRİLMELİ”

Bir kez daha hatırlatıyoruz, doğal olayların olumsuz etkileri önlenebilirdir. Planlama ve denetleme mekanizmalarının etkin kullanımı, düzenli şehirleşme, rant odaklı değil kamu yararını gözeten ve doğadan yana tavır alan projelendirme bugün yaşananların bir daha tekrar etmemesini sağlayacaktır.

Daha büyük felaketler yaşanmaması için bugüne kadar sürdürülen ranta dayalı kentleşme anlayışı derhal sona erdirilmelidir.”