BIST 100 9.916 DOLAR 32,44 EURO 34,74 ALTIN 2.438,67
18° İstanbul
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyon
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkari
  • Hatay
  • Isparta
  • İçel
  • İstanbul
  • İzmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce

Ünlü iktisatçı Acemoğlu: Mehmet Şimşek'in kadrosu yetersiz

Ünlü iktisatçı Acemoğlu: Mehmet Şimşek'in kadrosu yetersiz

Daron Acemoğlu, "Ekonomide sonuç getirecek politikalar geliştirecek kadro şu an yok" dedi.

Ünlü iktisatçı Prof. Daron Acemoğlu, Türkiye’deki yeni ekonomi yönetiminin politikalarıyla ilgili değerlendirmelerde bulundu.

Euronews’e konuşan Acemoğlu ekonomide sonuç getirecek politikalar geliştirecek kadronun şu an olmadığını söyledi. Acemoğlu ayrıca “Mevcut belirsizliğin nedeni de Sayın Mehmet Şimşek’in elinde ne kadar güç olduğunun kesin olmaması” değerlendirmesinde bulundu.

ŞİMŞEK’İN ELİNDE NE KADAR GÜÇ OLDUĞU BELİRSİZ

Massachusetts Teknoloji Enstitüsü’nde ekonomi profesörü olan Acemoğlu’nun konuşmasının satırbaşları şöyle oldu:

Buradaki belirsizliğin bir nedeni de aslında Sayın Mehmet Şimşek’in elinde ne kadar güç olduğu da kesin değil. Çünkü Türkiye’nin ekonomisinin şu anki ciddi durumunda çare getiren politikalar geliştirmek için bir kadroya gerek var. Bu kadro da şu anda Türkiye’de yok.

Ama tabii ki Türkiye’nin Sayın Mehmet Şimşek'in de dediği gibi daha rasyonel politikalara dönmesi iyi bir şey olur. Ama benim burada vurgulamak istediğim şey aslında şu: Türkiye’nin problemleri çok daha yapısal, bir tek enflasyonu azaltarak çözülecek şeyler değil. Bu yapısal problemlere (yolsuzluk, verimsizlik, teknolojiye yeterince yatırım yapılmaması, eğitimin durumu, kurumların kötüleşmesi), çözüm getirmediğimiz sürece aslında ekonominin potansiyelinin çok altında kalacağız.

YABANCILAR TÜRKİYE’YE GÜVENİYOR MU?

Yabancı yatırımcılara Türkiye’nin çok gereksinimi olduğunu vurgulayarak başlayalım. Çünkü Türkiye’de şu anda büyük bir kaynak eksikliği var. Bu kaynak eksikliği depremden önce de vardı çünkü Türk şirketlerinin, hatta bankaların bilançolarının durumu iyi değil ve Türkiye büyük bir cari açık yaşıyor. Aynı zamanda bütçe açığı yaşıyor. Bunlar için de kaynağa ihtiyaç var.

Ama dışarıdan gelmesi şu anki dengeyle mümkün değil. Çünkü yatırımcılar Türkiye’deki belirsizlikten çok şikayetçi, Türkiye’deki faiz ve enflasyon politikasından çok şikayetçi ve Türkiye’nin durumunun nereye gideceğini pek bilemiyorlar.

Aslında bakarsanız dışarıda Türkiye için hala iyimser bir tablo var. Eğer makroekonomik olarak bir ilerleme olursa, Türkiye’de yabancı yatırımcıların geleceğine eminim. Önce kısa vadeli olarak, daha sonra belki daha uzun vadeli olarak gelen yatırımcıların olacağına eminim. Ama şu anda ne kadar güven duyuyorlar bunu bilmiyorum. Çünkü sonuçta yabancılar da Türkiye’deki iktisatçılar da, örneğin ilk faiz artışının daha fazla olmasını bekliyorlardı.

IMF GELİR Mİ?

Türkiye’nin neye ihtiyacı var? Türkiye’nin yapısal bir reforma ihtiyacı var. Bu yapısal reform içinde hem Türkiyeli hem dışarıdan gelen yatırımcılara güven vermesi lazım. Bunu yapabilecek bir çerçeve nereden gelirse gelsin iyi olur.

IMF şu anda birçok ülkede böyle bir çerçeveyi geliştirmek üzerinde çalışıyor. Türkiye de 2000-2001 krizinde de Dünya Bankasıyla beraber IMF böyle bir çerçeveye yardımda bulundular. Tabii ki aynı şey Türkiye’de de olabilir ama yani sonuç IMF ya da IMF değil. Önemli olan yapısal, kurumsal, güven verici bir yapının gelmesi.