BIST 100 9.916 DOLAR 32,44 EURO 34,74 ALTIN 2.438,67
17° İstanbul
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyon
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkari
  • Hatay
  • Isparta
  • İçel
  • İstanbul
  • İzmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce

Yeni programın tek somut başarısı cari açıkta

Uygulanan ekonomik programın şimdiye kadar somut başarısının görüldüğü tek alan “ödemeler dengesi tablosu” oldu, diyebiliriz. Türkiye’nin cari dengesi Ocak ayında, beklentilerin altında kalarak, 2,56 milyar dolarda kaldı.

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, sürekli olarak “uygulamaya koydukları programın işlediğini” söylüyor ve seçimlerden sonra güçlendirerek devam edeceklerinin altını çiziyor. Ancak özellikle son dönemde, programda öngörülen hedeflerde önemli sapmalar olduğu gözleniyor. Özellikle enflasyonla mücadele açısından büyük önem verilen iç talebin yeterince zayıflamadığı, TL’ye dönüşün yetersiz olduğu, dolayısıyla dövize talebin artması nedeniyle, Merkez Bankası’nın döviz rezervlerindeki erimenin hızlandığı görülüyor.

Türkiye’nin cari açığı ise geçen yıla kıyasla daralarak gidiyor ve ekonomi politikalarında öngörülen biçimde, iyileşmenin sürdüğü görülüyor. Bloomberg'in anketinde piyasanın Ocak ayı cari açık beklentisi 2.91 milyar dolar iken, gerçekleşen rakam bunun altında kaldı. 2023 Ocak'ta cari açık miktarının 10,4 milyar dolar olduğu hatırlandığında, 2.65 milyar dolar açığın büyük bir iyileşmeye işaret ettiği açıkça görülüyor.

Aylık ödemeler dengesinde geçen yılın aynı dönemine göre yakalanan iyileşmeyle beraber, yıllıklandırılmış cari açık ise 45,4 milyar dolardan 37,5 milyar dolara geriledi. Altın ve enerji hariç cari işlemler hesabı Ocak'ta 3,6 milyar dolar fazla verirken, dış ticaret açığı 4,4 milyar dolara geriledi. Hizmetler dengesi kaynaklı net girişler 2,7 milyar dolar, bu kapsamda seyahat kaleminden kaynaklanan gelirler Ocak'ta 2,2 milyar dolar oldu.

Ödemeler dengesi tablosuna bakıldığında, daha çok yüklü girişler nedeniyle tartışma konusu olan net hata noksan kalemi ise Ocak'ta 1,9 milyar dolar açık verdi. Doğrudan yatırımlardan kaynaklanan net girişler 661 milyon dolar, portföy yatırımları da 1,09 milyar dolar net giriş kaydedildi.

Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Ocak cari denge verisi sonrası X hesabından yaptığı açıklamada, geçen Mayıs’a göre yıllık cari açıktaki iyileşmenin 22,6 milyar dolara ulaştığının altını çizdi. Bakan Şimşek, Şubat ayında da devam eden dış ticaret açığındaki düşüşle, ilk çeyrek sonunda cari açığın milli gelire oranının yüzde 3’ün altına gerileyeceğini belirtti. Bu yılı OVP’deki yüzde 3,1 olan öngörüden daha düşük ve sürdürülebilir cari açık seviyesine yakın bir oran ile tamamlamayı beklediklerini kaydeden Şimşek, “Bu performans makro finansal istikrarı güçlendirerek dezenflasyon sürecine de ilave katkı sağlayacaktır” dedi.

Geçen hafta sonunda not artırımına giderek piyasalara moral veren uluslararası rating kuruluşu Fitch’in kıdemli direktörü ve Türkiye analisti Erich Arispe Morales de Anadolu Ajansı’na yaptığı açıklamada, not artırımında cari işlemler açığında görülen iyileşmenin önemli rol oynadığına dikkat çekti.

Diğer alanlarda tablo iyi değil

Cari açıktaki bu olumlu gelişmenin ötesinde uygulanan ekonomik programın olumlu sonuçlarının henüz alındığı söylenemez. Özellikle seçim nedeniyle parasal programın gevşetilmesi ve harcamaların artmasının da etkisiyle, tam seçim öncesinde döviz talebinin çok büyümesi nedeniyle piyasalarda bir panik yaşandı.

Bu nedenle Merkez Bankası geçen hafta, kredi artışlarına sınır getiren ve “kazık fren” olarak nitelendirilen tedbirler aldı ve bunlar etkisini göstermeye başladı. Bu tedbirlerin belki de seçim sonrasında devreye sokulması planlanıyordu ama piyasalarda yaşanan panik nedeniyle tedbirler öne çekildi. Bankaların Merkez Bankası’nın tedbirleri üzerine kredileri durdurduğu gözlenirken, yeni bir düzenleme yapılmamasına rağmen, kredi kartı kullanımlarına da kısıtlar başladı. Bankaların kredi kartında avans limitlerine yüzde 25 sınır getirdikleri, kredi kartlarındaki ek taksitlendirme uygulamalarının sona erdirildiği gözleniyor.

Bunun yanında dün açıklanan sanayi verileri üretimde yatay bir seyir izlendiğini, talepte ancak son günlerde bir daralmanın başladığını gösteriyor. Dün açıklanan inşaat maliyetlerinde olduğu gibi, fiyat artışlarının devam ettiği görülüyor. Ramazan nedeniyle gıda fiyatlarındaki artışın sürdüğü de açık. Özetle; seçimlere kadar piyasaların gevşek tutulması, uygulanan ekonomik programa bir ara verildiği ve bunun olumsuz sonuçlarının görüldüğü ortada.

Politika faizlerinin yüzde 8.5’den yüzde 45’e çıkarılmasına rağmen, seçim ekonomisinin olumsuz etkisiyle, uygulanan ekonomik programda istenen sonuçlar elde edilebilmiş değil. Bu nedenle de seçim sonrasında çok daha sert tedbirlerle talebin iyice kısılması, ancak Mayıs’tan sonra baz etkisinin devreye girmesiyle, enflasyonda düşüş trendinin görülmesi bekleniyor. Ancak buna rağmen Merkez Bankası’nın yılsonu için belirlediği yüzde 36 hedefine ulaşmak çok zor olacak. Beklentilerin Merkez Bankası’na uyumlu hale getirilmesi için, seçim sonrası ek faiz artışı yapılması da bu nedenle gündeme gelmiş durumda.