BIST 100 10.083 DOLAR 32,39 EURO 34,80 ALTIN 2.442,03
15° İstanbul
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyon
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkari
  • Hatay
  • Isparta
  • İçel
  • İstanbul
  • İzmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce

Yerel yönetimler ve iktidar arasındaki denge…

Her seçimin belirleyici koşulları ve seçmen davranışını etkileyen unsurları kendine özgüdür. Her ne kadar yerel seçimler, yerel dinamiklerden etkileniyor olsa da Türkiye’nin içinde bulunduğu gerçeklikte kent enflasyonu büyükşehirlerde belirleyici olacak gibi gözüküyor. Çok değil, on ay evvelki genel seçimlere oranla hem döviz kurunun, hem motorinin iki kat artış gösterdiği düşünülürse, bu maliyet kalemlerinin vatandaşa yansımasının çok farklı olacağını öngörebiliriz. Ulaşım, kira, aidat, çocukların okul giderleri, gıda, su masraflarını çıkardığımızda asgari ücretlinin hanesine borç kalırken, orta sınıf olarak tanımlayabileceğimiz beyaz yakalılar, mühendisler, doktorlar gibi meslek grupları ise zar zor geçinebiliyorlar. Belki bugüne kadar ekonominin etkili olacağı, boş tencerenin götüreceği söylenen seçimlerde tahmin edildiği ölçüde belirleyici olmadığı görülse de bu sefer büyükşehirlerde ekmek aslanın midesinde.

Emekli şehirleri…

Türkiye Emekliler Derneği’nin (TÜED), 2022 yılında, 30 Haziran Emekliler Günü dolayısıyla hazırladığı emekliler haritasına baktığımızda İstanbul 2.6 milyon emekli ile hala en büyük emekli şehri olma özelliğini koruyor. İstanbul’un ardından Ankara, İzmir, Bursa ve Antalya’nın geldiğini göz önünde bulundurursak büyükşehirlerde her dört seçmenden birinin emekli olduğunu söyleyebiliriz. Emekliler hayat pahalılığından hiç olmadığı kadar dertli. Özellikle İstanbul’da AK Parti adayının sahaya çıkarken sırtında iktidarın ekonomi politikalarının yükünü de taşıdığını söyleyebiliriz.

Kiracı-ev sahibi gerilimi…

Diğer taraftan bir zamanlar gazetelerin üçüncü sayfa haberlerine adli vakalar, ölümler, yaralamalar düşerken, şimdi kiracı ev sahibi kavgaları düşüyor. Her ne kadar Adalet Bakanı Tunç: "1 Eylül’den itibaren kira davalarında arabuluculuk dönemini başlattık. Yüzde 25 kira artışı durumunun sürmesine gerek kalmayacak” dese de, arabuluculuk fikrinin kiracı-ev sahibi çatışmasına ne kadar çare olabileceği tartışmalı. Barınma büyükşehirlerde en kronik problem haline gelirken, taşınma ise ayrıca önemli bir maliyet kalemine dönüşmüş durumda.

Peki ya yeni evlenenler? TUİK’e göre her yıl ortalama 600 bine yakın çift evleniyor. Evlilik maliyetinin 400-500 bin arasında olduğu hesaplandığında, yaşama yeni başlayan çiftler için işler hiç kolay değil. En zoru da fahiş kiralar altında başlarını sokacakları bir ev bulmak. Büyükşehirlerdeki hayat pahalılığını göz önünde bulundurduğumuzda, Cumhurbaşkanının sıklıkla değindiği, yerel yönetimlerle iktidar yetkisinin aynı elde olmasının aslında seçmen için cazip bir teklif olmadığını söyleyebiliriz.

Yerel yönetimler- merkezi iktidar dengesi…

Şöyle ki; ekonomik sıkıntıları farkında olan Cumhuriyet Halk Partili belediyeler vatandaşların yaşamını kolaylaştıracak sosyal belediyecilik uygulamalarını daha rahat ön plana koyuyorlar. Süt dağıtıyor, kreş açıyor, öğrencilere yurt imkanı tanıyor, sosyal yardımlarla hayatı kolaylaştırıyor. Bu aslında muhalefet için de iktidarın ekonomi politikalarındaki yanlışları ve bu yanlışların yaşama yansımalarını işaret etmek ve geçici de olsa kolaylaştırıcı çözüm sunmak için var olan yaralı bir alan. Vatandaşa sunulan bu destekler, hem yerel hem merkezi iktidar aynı partideyken yapıldı mı iktidar adına tartışmalı bir hal alıyor.

Hatırlayalım; 2019 yerel seçimine giderken tanzim satış alanları kurulmuştu. Ucuz meyve, sebze bulunabilecek bu çadırların önünde oluşan kuyruklar iktidarın ekonomi uygulamalarını daha fazla tartışmalı hale getirdiği için kısa sürede tanzim satıştan vazgeçildi. Öyle ki seçimden sonra AK Partili siyasetçiler “tanzim satışlar bize zarar verdi” demekteydi. Benzer bir örneği Kent Lokantaları üzerinden verebiliriz. 40 TL’ye üç kap yemek imkanı veren Kent Lokantaları’nın önündeki kuyruk, AK Partili yerel yönetimde oluşsa tıpkı tanzim satışları gibi merkezi yönetimin ekonomi politikalarının yanlışlığının ortaya çıkaran turnusol kağıdı etkisi görürdü. Halbuki yerel yönetimler muhalefette olduğunda böyle bir paradoks söz konusu değil. Bu açıdan baktığımızda büyükşehirli seçmen de yerel ve merkezi yönetim arasındaki dengeyi korumayı tercih ediyor. Önceliği yol, köprü ya da uçuk projeler yerine günlük yaşamın kolaylaşması olan seçmen, bu dengenin hizmet açısından daha sağlıklı olduğunu düşünüyor. Bu seçimde de 2019’da olduğu gibi aynı dengeyi koruyacak mı, birlikte yaşayıp göreceğiz.