BIST 100 8.859 DOLAR 34,25 EURO 36,99 ALTIN 2.935,39
16° İstanbul
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyon
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkari
  • Hatay
  • Isparta
  • İçel
  • İstanbul
  • İzmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce

Tarihi sahtekârlık gösterisi: Sözde 'FETÖ'cü avı!..'

Bu sabah KRT TV'deki MEDYAterapi programımda, gazete manşetlerini okuma faslına başladığımda, gözlerime inanamadım.

Yandaş - besleme medyanın "amiral gemisi" konumundaki Sabah isimli gazetenin manşetinde, bir "FETÖ Firarisi" daha teşhir ediliyordu. "Daha..." diyorum, çünkü sık sık bunu yapıyor Sabah gazetesinin muhabiri Abdurrahman Şimşek. Bu arkadaşı gönderiyorlar, pek çok yabancı ülkenin şehirlerine. Avrupa'nın ve dünyanın çeşitli kentlerine kaçmış ve oralarda saklandığı öne sürülen FETÖ'cü tayfayı "İnlerinde" yakaladıklarını, oradalarda nasıl "Bir elleri yağda bir elleri balda, ama tedirginlik içinde" yaşadıklarını anlatan, adeta "tefrika" tadında bir haber dizisi yapıyor.

Falanca ülkenin filanca kentinde, lüks (bu vurgu özellikle yapılıyor) bir villada yaşamını sürdüren FETÖ'cü alçakların "ensesindeyiz" mesajını veren haberler bunlar. Gazetecisi, eski bürokratı, iş insanı vs.

Ellerine sağlık. Yani gerçekten bu hainlerin "ensesinde" takipte olsalardı, "ellerine sağlık" denilmeyi hak edeceklerdi de...

Ortada büyük bir sahtekârlığın söz konusu olduğunu söylememe gerek var mı?

Yani, gerçekten bu FETÖ'cü hain tayfası işledikleri suçların farkında olup da, kendilerinden "hesap sorulacağını" bildiklerinden kaçmış ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti de onları adım adım takip ediyor olsaydı, bir diyeceğimiz yoktu. Ama, "kazın ayağı" hiç de öyle değil.

Çünkü bu Cumhuriyet düşmanları ile yıllardır, on yıllardır işbirliği yapan iradenin, hem çok önemli elebaşlarının "tüymelerine" göz yumduğunu hem de zaten burada, bugün, üstelik (bırakın 17-25 aralık sürecini) 15 Temmuz kalkışmasından sonra bile bir sürü FETÖ'cüyü devletin önemli mevkilerinde görevlendirmekten geri durmadığını bilmiyor muyuz?

Pennsiylvania'lı Ağlak Vaiz'in dizinin dibinde el etek öpen, onunla bir kare fotoğraf çektirmek için birbirini itip kakan, "duasını alıp hidayete ereceğini sanan" bir yığın FETÖ işbirlikçisinin, nasıl önemli mevkilere gelebildiğini, hattâ Türkiye Cumhuriyeti hükümetinde bakanlık koltuğuna oturduğunu, yönetim kurulu üyesi vs. yapıldığını son seçimlerde de "utanmadan" milletvekili adayı bile yapıldığını bilmeyen kaldı mı?

"Hepiniz oradaydınız be!.." dediğimiz kim varsa, ne kadar yılışık FETÖ aşığı varsa, maaşallah iktidar nezdinde hep "muteber seviyede" izzet ikram görmüyor mu?

Dahası, bu hain tayfanın geçmişte "Hakim, savcı" sıfatını taşıyan adalet ve hukuk düşmanlarının hazırladıkları kurgu - kumpas iddianameleri ve verdikleri hukuk katliamı niteliğindeki kararların, halâ nasıl itibar gördüğü gerçeğini de yaşamıyor muyuz?

Balyoz Davası'nın en son kararı ortada.

Gezi Direnişi davasında, üstelik iki kez beraat kararlarına rağmen neler olduğunu görmedik mi?

Her biri vicdansızca birer hukuk rezaleti anlamına gelen FETÖ'cü kumpas iddianamelerinin, hâlâ nasıl el üstünde tutulan metinler muamelesi gördüğünü gizlemiyorlar bile. Bu alçakların kurduğu hükümlerle, 70, 80, 90 yaşına gelmiş emekli paşaların nasıl zindanlarda sürüm sürüm süründürüldüğünü bilmeyen kaldı mı?

Sen bütün bu ayıplara imza atacaksın... Sonra da, milletin gözünün içine baka baka, sahtekarca ve utanmazca, "FETÖ'cü kaçak yargıç ve savcıları takip ediyoruz. İnlerinde bulduk..." diye düzmece haberlerle kamuoyunu kandıracaksın, öyle mi?

Sabah'ın bugünkü manşetideki haber tam da bunlardan birini konu alıyordu.

Önüne gelene "FETÖ'cü damgası" vuran, KHK listeleri ile bu alçak örgütle ilgisi dahi olmayan pek çok insanı haksız yere süründüren, önüne gelene "terörist" yaftası atarak hayatı zindan eden irade, bu alçakların kaçışlarına kendisi göz yummamış gibi, onların 10 sene önceki "Cellat iddianame metinlerini" hâlâ kutsal bir miras olarak "değerlendiren" günümüz yargısı kullanmıyormuş gibi, bu "FETÖ'cü takibi" yalanına inanmamızı bekliyorlar bizden.

Haydi oradan!

"İrtibat, iltisak, ilişki" sözcüklerini dilinizden düşürmeden ona buna çamur atarken, ebedi ve ezeli sevgililerinizle hâlâ gönül bağını koparmadığınızı bilmiyor muyuz sanıyorsunuz?

Bari, böyle "FETÖ'cü avında bugün..." şaklabanlıkları ile kendinizi küçük duruma düşürmeyin beyler.

Hilal'leriniz, Bilalleriniz, Abdül'leriniz, Mabdül'leriniz, Şebo'larınız, Memo'larınız Nureddin'leriniz, Mureddinleriniz ile alayınız hâlâ tek cümle nedamet getirmeden, Cumhuriyet düşmanlığına devam eden FETÖ muhipleri, bir sürü Taraf yazarı, bir sürü Zaman yazarı, bir sürü Today's Zaman yazarı, bir sürü Sabah ve Today's Sabah yazarı ortalıkta yılış yılış, yıvış yıvış, vıcık vıcık raks ederken, ona buna sataşırken, hatta utanmadan ona buna "FETÖ'cü" çamuru atmaya çalışırken, dahası hicap duymadan milletvekili adaylığına yani parlamenterliğe bile soyunurken, biraz ayıp olmuyor mu bu "FETÖ'cüleri inlerinde takip ediyoruz" sahtekarlığı?

İnsan gerçekten bu pişkinlik karşısında hayrete düşüyor.

Yahu, siz ne arsız bir kitlesiniz böyle?

Pespaye herifler!..