BIST 100 10.277 DOLAR 32,34 EURO 34,81 ALTIN 2.393,53
16° İstanbul
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyon
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkari
  • Hatay
  • Isparta
  • İçel
  • İstanbul
  • İzmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce

Kazanacak aday…

2022’in Eylül ayıydı… Seçime sekiz ay kalmış olmasına rağmen altılı masada adaylık konusunu henüz gündeme gelmemişti. İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener cumhurbaşkanı adayı konusunda Fatih Altaylı’nın programı Teke Tek’te şöyle söylemekteydi:

“Fakat henüz bu konu konuşulmadı. Kazanacak bir aday olacak. Noter olma pozisyonumuz yok. Biz notersek o masanın anlamı yok. 2 yıldır söylüyorum. Kazanacak aday istiyoruz”

Sayın Akşener kendi beyanıyla “2 yıldır söylediğine” göre 2020 yılından, iYİ Parti’nin masadan kalktığı 2023 Mart’ına kadar “kazanacak aday” denilip, Ankara ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlarına ortaya karışık cumhurbaşkanı adaylığı teklif edilmiş oluyor. Nitekim aynı yayında bu teklifini yineleyerek; “İster Mansur Bey, ister Ekrem Bey aday gösterilecekse biz varız, itirazımız yok dedim. Aday olurlar, olmazlar, aslolan kazanmaktır” demekteydi.

“Kazanacak aday…”

Heyhat! 2,5 yıl süren kazanacak aday tartışmaları yeterli görülmemiş olacak ki 2023 yılının Mart ayında bir de masadan kalktı İYİ Parti. Sonradan büyük memnuniyetsizlikle geri dönmüş olsalar da seçmenin Millet İttifakı’na duyduğu güven sarsılmıştı bir kere… Ardından listeler açıklandığında görüldü ki ittifak adayının kazanacağına inanmayan sadece İYİ Parti değilmiş. Masanın diğer bileşenleri devleti yönetmek gibi bir büyük idealin peşinden gitmek varken, onar milletvekilini garantileyerek “neme lazım” demiş ve seçmenin Millet İttifakı’na inancını hepten yerle bir etmişlerdi. Yeniden Refah Partisi gibi nispeten yeni kurulmuş bir parti bile kendi logosuyla seçime girerken DEVA, Gelecek ve Saadet Partileri ayrı bir liste çıkarmayı başaramamışlardı.

Cumhurbaşkanı Adayı Kılıçdaroğlu sahaya indiğinde onun kazanacağına yürekten inanan kurumsal olarak bir Cumhuriyet Halk Partisi kalmıştı. Bir de ülkenin makus talihini değiştirmek isteyen milyonlarca seçmen.

“Gözü başka mevkide…”

2023 yılı böyle geçti. Seçim yenilgisinin tek sorumlusunun bizatihi Kılıçdaroğlu olduğu kanaati oluşturulmuştu. Bir değişim olduğunda her şey değişecek, ittifaklar çok daha sağlıklı kurulabilecekti. Fakat öyle olmadı. Cumhuriyet Halk Partisi kurultayından hemen sonra Sayın Akşener’den sert açıklamalar arka arkaya gelmeye başladı. “Bizi engelleyen Saray değil Saraçhane” açıklamasını, “eli genel merkezde gözü başka yerde olanlar İstanbul’u yönetemez” beyanı takip etti. Millet İttifakı’nın Ekrem İmamoğlu’na en yakın, en sıcak ismi artık kılıçları çekmişti. Seçime hür ve müstakil girmek anlaşılabilir ve elbette İYİ Parti’nin hakkı olan bir karardı. Ama bu durum seçime “hür ve müstakil” girmekten fazlasıydı, bu açıklamalar bir savaş ilanı gibiydi… İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı’nı hedef tahtasına oturtmuş “eski dost” herkesi şaşırtmaya devam ediyordu.

İYİ Parti kurulduktan sonra 2018 ve 2019 seçimlerinde omuz omuza samimi ve içten mücadele eden iki parti artık birbirine rakip olmuştu. Bugün geriye dönüp baktığımızda Cumhuriyet Halk Partililerin kendi iç tartışmalarından sıyrılıp görmesi gereken gerçeklik, sorunun dün Kılıçdaroğlu olmadığı gibi, bugün de İmamoğlu’nun şahsı olmadığıdır. Belli ki mesele; iktidarı genelde ve yerelde Cumhuriyet Halk Partisi’ne vermemektir. Tarihe not düşmüş olalım.