BIST 100 10.705 DOLAR 32,20 EURO 34,99 ALTIN 2.507,98
20° İstanbul
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyon
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkari
  • Hatay
  • Isparta
  • İçel
  • İstanbul
  • İzmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce

Bahçeli’den sonrası

Seçimlerde alınan sonuçlar partilerde de çok derin tartışmalar yaratır. 14 ve 28 Mayıs sonrasında AKP ile MHP kazanan taraf olduğu için “seçim sonrası” parti içi tartışmaları yaşamadı. Tartışma, hayli yıkıcı olarak kaybeden taraflarda yaşandı. 31 Mart yerel seçim sonuçları, özellikle muhalefet cephesinde bu tartışmaların ateşine odun atacak, hatta benzin dökecektir. Yani tartışma alevlenecek.

AKP’de, genel başkan aynı zamanda cumhurbaşkanı olduğu için geleceğe dönük içinde kaygılar barındırsa da ne şimdi ne de 31 Mart seçimlerinde başarısız sonuçlar elde edilse bile parti içinde kriz yaratacak boyutta tartışmaların yaşanması zor görünüyor. AKP’nin en büyük rahatlığı muhalefetsiz bir hatta yol alıyor olması.

MHP’de ileriye dönük fikir ifade etmek ya da soru sormak çok riskli. Ülkü Ocakları eski Başkanı Sinan Ateş’i öldürülmeye kadar götüren dışlanma sürecinde hep, “Bahçeli’den sonra ne olur?” sorusuna verdiği belirtilen, “Hareket başsız kalmaz” yanıtı neden olarak gösterilir. MHP’nin geleceğini konuşmak gerçekten parti içinde riskli. MHP içinde özellikle AKP’nin yanında pozisyon almaktan ve tabanda karşılığı olan ülkücülerin dışlanmasından hayli rahatsız olan milletvekili ve teşkilat yöneticisi var. Bu rahatsızlıklar da doğal olarak “eş, ahbap, dost” sohbetlerinde “volümü” düşük de olsa dillendiriliyor. Burada beklenti diğer partilerde olduğu gibi 31 Mart seçimleri sonrasına yönelik değil. Vade daha uzun. Bu seçimlerden belki tek başarılı çıkacak parti MHP olabilir, bütün iddiasızlığına karşın.

Bir dönem Devlet Bahçeli’nin sağ kolu olan parti tabanında da etkili bir isim Şefkat Çetin geçtiğimiz günlerde kızını evlendirdi. Nikahı Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş kıydı. Yavaş ile Çetin’in uzun zaman sonra bir araya geldiklerini de unutmamak lazım. Eski Ülkü Ocakları başkanları hemen hemen tam kadro oradaydı. (Servet Avcı’nın olmadığını not düşelim) İYİ Parti’den de Musavvat Dervişoğlu ile Oktay Vural konuklar arasındaydı. Bu isimlerin toplu fotoğrafı MHP içinde çok tartışma yarattı. Ama meselenin dikkat çeken tarafı, bugün MHP’de bulunan isimlerden hiç birinin törene gelmemesiydi. Hatta Çetin’in sık sık görüştüğü MHP’li isimler bile gelmemişti. Bu, konunun ulaştığı boyut açısından hayli önemli.

Liderlerin partilerini, kendilerinden sonrası için hazırlamadıkları bir gerçek. Ama bunun bir istisnası varmış; Alparslan Türkeş. Türkeş, oğlu Tuğrul Türkeş’i MHP Genel Başkanlığı’na hazırlamıştı. Fakat görevi devretmeye ömrü yetmedi. MHP’nin bütün il kongreleri Adana ve İstanbul dışında bitmişti. Türkeş’in vefatından sonra bu 2 ildeki kongreleri Tuğrul Türkeş’in muhalifleri kazandı. Büyük kurultayda genel başkan seçilmesine yetecek oyu alamasa da Tuğrul Türkeş en çok oyu alan adaydı. Bu, babası Alparslan Türkeş’in kurgusuydu. Ama yarım kalmıştı. Kurultayda diğer adaylar Bahçeli’yi desteklediler ve hareketin kurucusu Alparslan Türkeş’in kimse ile paylaşmadığı, daha sonra ortaya çıkan oğlu Tuğrul Türkeş’i genel başkan yapma planı gerçekleşmedi. Bu aslında MHP’nin bir dinamiğine de işaret ediyor. Şimdi Alparslan Türkeş’in oğlu için yapamadığını herkes Bahçeli’den bekliyor. Yani Bahçeli’den sonrasının konuşulması sadece riskli değil, aynı zamanda da anlamsız…